🐆 Sözleşme Damga Vergisi Muhasebe Kaydı

FQpqMn. Sözleşme’ kavramı çeşitli sözlüklerde iki ya da daha fazla kişi arasında yapılan ve koşullarına uyulması yasayla desteklenmiş olan antlaşma şeklinde tanımlanmaktadır. Sözleşmeler, tarafların birbirine uygun irade açıklamalarıyla yapılan hukuki işlem niteliğinde olan belirli biçimde yapılması yasalarda öngörülmüştür. Sözleşme, en az iki kişinin aynı hukuki sonucu doğurmaya yönelik olarak karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıdır. Bir kişinin bir irade beyanını açıklarken çok değişik yollardan yararlanması mümkündür. Ancak özellikle sözleşmeler söz konusu olduğunda pek çok hukuk sisteminde şekil kavramı genellikle üç türe özgülenmektedir Sözlü şekil, yazılı şekil ve resmi şekil. Sözlü şekil, irade beyanlarının sözle ifade edilmesi anlamını taşırken, yazılı şekil bu beyanların yazıya dökülmek yoluyla açıklanması, resmi şekil ise çoğu kez bir resmi makamın huzurunda veya onun katılımıyla oluşturulması anlamına gelmektedir. Türk Borçlar Kanunu sözleşmelerin kurulmasını, sözleşmelerin şeklini, yer alması gereken unsurlarını düzenlemektedir. Borçlar Hukuku sözleşmeyi iki veya daha çok kimse arasında bir hakkın kurulması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması amacıyla yapılan anlaşmaya ilişkin belge’ şeklinde tanımlamaktadır. Söz konusu belgenin ise damga vergisine tabi tutulması için herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek nitelikte olması şarttır. Aksi takdirde bu nitelikleri taşımayan sözleşmeler vergilendirilmeyeceklerdir. Diğer taraftan damga vergisinden söz etmek için sözleşmenin yazılı ya da resmi şekle tabi olması gerekir. Sözlü şekle tabi sözleşmeler damga vergisine tabi değildir. Bilindiği üzere damga vergisinin doğabilmesi için düzenlenmiş bir kâğıdın varlığı şarttır. İhtiva ettiği hukuki ilişkiye bağlı olarak düzenlenme serbestîsi bulunan bir kâğıt düzenlenmediğinde, düzenlenmiş bir kâğıt var olmadığından vergi de söz konusu olmayacaktır. Damga vergisinde vergiyi doğuran olay, işlemin varlığı değil işleme ilişkin kâğıdın düzenlenmesidir. Düzenlenme serbestîsi bulunan kâğıdın düzenlenmemesi taraflar arasında ileride ortaya çıkabilecek muhtemel bir uyuşmazlıkla ilgili belgeye dayalı ispat hakkından vazgeçilmesi demektir. Damga vergisi için bir işlemin varlığı, bu işlemin damga vergisi kanununda belirlenen kapsamda işlemlerden olması, anılan işlem için belge düzenlenmiş olması, kanunda gerekli görülmesi halinde belgede parasal tutarın yer alması ve belgenin imzalanması gerekir. Bu unsurlardan biri ya da birkaçı yoksa damga vergisinden bahsedilemez. Ticari ilişkilerin vazgeçilmez unsurlarından olan sözleşmeler, 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan ekli 1 sayılı tabloda yer alan kâğıtlar arasında vergileme açısından özel mahiyete sahiptir. Çünkü iş hayatında ekonomik birimler sözleşme hazırlanıp imzalanırken hiç damga vergisi ödememek veya daha az damga vergisi ödemek için sözleşmede belli paraya yer vermemek, nüsha sayısını az tutmak gibi yollara başvurabilmektedirler. Sözleşmeler genelde hazırlanırken süresi belli süre çerçevesinde uygulanmak için hazırlanmaktadır. Fakat sözleşmeler imzalanıp damga vergisi ödendikten sonra belirli tarihte sonlandırılacağı gibi tarafların iradeleriyle veya irade beyanı olmaksızın uzayabilmekte, tarafların sayıları değişebilmektedir. Diğer bir ifadeyle damga vergisi ödendikten sonra; Sözleşmenin Miktarında, Sözleşmenin Taraflarında, Sözleşmenin Süresinde, değişiklikler söz konusu olabilmektedir. Söz edilen durumlarda da damga vergisinin durumuna ilişkin hususlar özellik göstermektedir. Öte taraftan bir diğer özellikli durum ise sözleşmelerin iptalinde damga vergisinin uygulamasının ne şekilde olacağıdır. Sözleşmenin Miktarında Değişiklik Durumunda Damga Vergisi Bir sözleşmede sözleşmenin konusu, sözleşmenin tarafları ve sözleşmenin miktarı olmak üzere üç unsur bulunmaktadır. Sözleşmede yer alan unsurlardan bedelde bir değişiklik gerçekleştiğinde, diğer bir ifadeyle belli parayı içeren sözleşmelerdeki para miktarının değiştirilmesinin damga vergisine etkisi, bedelde değişiklik bedelin artması veya azalması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Sözleşme tutarı artarsa, artan miktar aynı nispette vergiye tabi tutulmaktadır. Söz konusu durum Damga Vergisi Kanunu’nun 14. maddesinde Belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktar aynı nispette vergiye tabidir.’ Örneğin bir ihale yapıldıktan sonra ihale şartlarında yapılan değişiklik dolayısıyla sözleşmede yapılan değişiklik ile fiyat artışı yapılmış ise artan bedel aynı miktarda vergiye tabi olacaktır. Sözleşmedeki matrah artışı dikkate alınacaktır. Ancak 6728 sayılı Kanunun 25’inci maddesiyle yapılan değişiklik sonucu itibaren, azami tutardan vergi alınan sözleşmelerde, sözleşmenin diğer hükümlerinde değişiklik olmaksızın sadece bedelin artırılmasına ilişkin değişiklik yapılması halinde, artan bedele ilişkin olarak damga vergisi alınmayacaktır. Uygulamada sözleşmeler imzalandıktan sonra sözleşmede değişiklik yapan, bazı maddelerini tadil eden, yeni maddeler ekleyen ve zaman zaman değişen ekonomik koşullar çerçevesinde ilk anlaşılan tutarı yeniden belirleyen ilave protokollerin düzenlenmesi de gündeme gelebilmektedir. Damga Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olacağı açıklanmıştır. Bu bağlamda damga vergisine tabi sözleşmelerin ek sözleşmeler ile iptal edilmesi veya sözleşmelerdeki parasal tutarların sözleşmeden çıkarılması durumunda; taraflar için hüküm ifade eden ilk sözleşmenin imzalandığı an itibarıyla damga vergisinde vergiyi doğuran olay gerçekleşeceğinden, damga vergisi doğacaktır. Yani ek sözleşmeler ile ana sözleşmenin iptal edilmesinin damga vergisi matrahına etkisi olmayacaktır. İdarenin görüşü de bu yöndedir. Sözleşmenin Taraflarında Değişiklik Olması Durumunda Damga Vergisi Sözleşmeler imzalandıktan sonra birtakım değişikliklere uğrayabilmektedirler. Bu değişikliklerden biri de sözleşmelerin devridir. Sözleşmenin devrinde, sözleşmenin taraflarından birinin bu taraf sıfatını üçüncü bir kişiye anlaşarak devretmesi söz konusudur. Bu şekilde sözleşmedeki bir tarafın yerine başka bir kişinin geçip bu taraf sıfatına onun sahip olması sözleşmenin devri bir anlaşmaya dayanmaktadır. Bir anlaşmaya dayalı olarak gerçekleşen sözleşmenin devrinde hem bir tasarruf işlemi, hem de bir taahhüt işlemi söz konusudur. Sözleşmenin devri, kâğıdın taraflarından birisinin değişmesidir. Sözleşmenin devri, ya da başka bir ifade ile sözleşmenin taraflarında gerçekleşen değişiklikler sonucu daha önceden alınan damga vergisi tutarının dörtte biri alınacaktır. Bu husus Damga Vergisi Kanunu’nun 14. maddesinde Belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktar aynı nispette vergiye tabidir. Bunların devri halinde aslından alınan verginin dörtte biri alınır’ şeklinde ifade edilmektedir. Kâğıtta imzası bulunan taraflardan bir veya birkaçının kısmen veya tamamen devretmek amacıyla mektup veya şerh düzenlenmesi vergiye tabi olacaktır. Örneğin, bir sermaye şirketi ortağının ortaklık hissesini devretmesi nedeniyle düzenlenen kâğıt, mektup veya şerhler damga vergisine tabi tutulmaktadır. Ancak Danıştay aksi görüştedir. 7. Daire tarih ve sayılı kararında, hisse devirlerine ilişkin olarak düzenlenen devir sözleşmelerinin damga vergisine tabi tutulmayacağını belirtmiştir. Diğer taraftan 4684 sayılı Kanun’un 22/c maddesiyle Damga Vergisi Kanunu’na ekli 2 sayılı tablonun IV-Ticari ve Medeni İşlerle İlgili Kağıtlar’ başlıklı bölümüne eklenen 17. fıkrasında KVK’ya göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna edileceği’ hükme bağlanmıştır. Sözleşmelerin devri ile ilgili olarak dörtte bir oranın vergi alınmasına ilişkin en belirgin örneklerden birisi ise borcun devredilmesine ilişkin yapılan sözleşmelerdir. Borcun nakli sözleşmelerinde, borçlu borcunu bir başkasına devrettiği zaman söz konusu devir işleminin alacaklı tarafından kabul görmesi gerekir. Borcun nakli ile ilgili sözleşmenin alacaklı tarafından da kabulü, sözleşmenin alacaklı tarafından da imzalanması ile tamamlanmış olur. Alacaklı tarafından da imzalanmasından sonra, meydana gelmiş sözleşme bir devir sözleşmesidir. Ve bu devir sözleşmesi, evvelki sözleşmede alınan damga vergisinin dörtte biri oranında damga vergisine tabidir. Asıl işlemin taraflarından başka bir şahsın akit ve işlemi önceki işleme eklenirse bu şahsın eklenen akit ve işlemi de ayrıca vergilendirilecektir DVK Örneğin A ile B arasında imzalanan mevcut kredi sözleşmesine ek olarak daha sonraki tarihte kefalet ilişkisi kurulmuş ve C şahsı A’ya kefil olmuştur. Son işlem kefalet tutarı üzerinden ayrıca damga vergisine tabi olacaktır. Sözleşmenin Süresinin Uzatılması Durumunda Damga Vergisi Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesinde “belirli süreli sözleşmenin süresinin bitiminden 15 gün önce bildirimde bulunmaması halinde, sözleşmenin aynı koşullarla 1 yıl için uzatılmış sayılacağı” amir hükmü gereği süreli yapılan sözleşmelerin süresinin bitiminden 15 gün önce bildirimde bulunmaması halinde kendiliğinden uzayacağını düzenlenmiştir. Bu durumda sözleşmeler üzerinde damga vergisinin alınıp alınmayacağı hususu tartışmaya konu olmaktadır. Damga Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde “Vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhler de Damga Vergisine tabidir.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede üzerinde durulması gereken husus kâğıtlar üzerindeki değişikliklerin yapılış şeklidir. Anılan hüküm değerlendirildiğinde, sözleşme süresinin uzatılması durumunda, sözleşme tutarının tamamı üzerinden mi, yoksa sürenin uzaması nedeniyle sözleşme tutarında sözleşmede yer alan belli parada meydana gelen artış üzerinden mi damga vergisi alınması gerektiği sorusu gündeme gelmektedir. Sözleşmelerde yapılan süre değişimlerinin, sözleşmenin diğer hususlarını etkilememesi ve asıl sözleşmede yer alan belli para miktarında bir artış yaratmaması durumlarında, bir diğer ifadeyle süre değişimlerinin asli bir unsur olmadığı durumda, süre uzatımına ilişkin olarak düzenlenen sözleşmeler damga vergisine tabi değildir. Ancak, sözleşmelerde yapılacak süre değişimlerinin, sözleşmenin diğer hususlarında bir değişiklik içermesi ve asıl sözleşmedeki belli para miktarında artış yapması halinde, bir diğer ifadeyle sürenin asli bir unsur olduğu sözleşmelerde, artan miktar aynı nispette damga vergisine tabi olacaktır. Ayrıca sözleşmenin, sözleşmede yer alan bir hükme dayanarak kendiliğinden uzamasıdurumunda, damga vergisinin hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır. Zira böyle bir durumda yeni bir sözleşme yahut sözleşme yerine geçecek bir kağıt düzenlenmediği gibi mevcut sözleşme üzerine süre uzatımı yönünde bir şerh de düşülmemektedir. Dolayısıyla, damga vergisinin konusuna giren bir işlem bulunmamaktadır. İdarenin görüşü de bu yöndedir. Balıkesir Vergi Daire Başkanlığı’nca verilen özelgede “...Diğer taraftan, taraflar arasında düzenlenen mevcut sözleşmeye şerh koymak veya yeni bir sözleşme veyahut bu mahiyette bir kağıt düzenlemek suretiyle söz konusu sözleşmede herhangi bir değişiklik yapılmaksızın sözleşme süresinin kendiliğinden uzaması durumunda, sözleşme süresinin bitimini izleyen yıllar için ayrıca damga vergisi aranılmayacaktır.” Sayı Tarih denilmektedir. Yine Bartın Defterdarlığı’nca verilen bir Özelgede “…Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mali müşavirliğini yaptığınız müşterilerinizle düzenlediğiniz hizmet sözleşmelerinin süresi, içeriği ve geçerlilik şartları gibi hususlar 3568 Sayılı Kanun uygulaması ile ilgili olup, bu hususlardan ari olarak Damga Vergisi Kanunu yönünden, söz konusu sözleşmelerin süresinin, bu sözleşmelere şerh konulması veya yeni bir sözleşme veyahut bu mahiyette bir kağıt düzenlenmesi şeklinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın kendiliğinden uzaması durumunda, sözleşme süresinin bitimini izleyen yıllar için ayrıca damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.” Sayı T denilerek her yıl kendiliğinden uzayan sözleşmelere ilişkin damga vergisi aranmaması gerektiğini açıkça belirtmiştir. Damga Vergisi Kanunun 14. maddesinde vergiye tabi kâğıtlar mahiyetinde bulunan kâğıtların hükümlerinin yine bu kâğıtların yerini alan mektup ve şerhlerle değiştirilmesi halinde yapılan değişiklikler de damga vergisine tabi olacağı hüküm altına alınmıştır. Bunun nedeni ise bu şekilde yapılan değişiklikler sonucunda yeni bir kâğıt düzenlenerek ana sözleşmenin süresinin uzatılabilmesi olanağının olmasıdır. Aynı şekilde 488 sayılı kanunun 14’üncü maddesine Mukavelenamelerin müddetinin uzatılması halinde aynı miktar veya nispette vergi alınır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddeye eklenen bu fıkra ile kanun koyucu, vergiyi doğuran olay açısından yeniden bir sözleşme düzenlenmesi ile hâlihazırda mevcut olan bir sözleşmenin süresinin uzatılmasının bir farklılık doğurmayacağı görüşünü benimsemiştir. İlgili fıkradan açıkça anlaşılacağı üzere, süre ile ilgili olarak sözleşmenin müddetinin kendiliğinden uzaması değil de 2’nci maddede belirtilen bir mektup ya da şerh vasıtası ile uzatılması manası çıkmaktadır. Damga vergisinde mükelleflerin kişiler gerçek veya tüzel olacağı düşünülürse, sözleşmenin kendiliğinden uzaması durumunda merkezde sözleşme hükümleri vardır. Sürenin uzatılması durumunda ise edilgen bir durum olduğu için merkezde mükellef yani taraflar vardır. Aynı şekilde, damga vergisi yönünden sözleşmeyi uzatan hüküm kâğıtta mevcuttur ve taraflar pasif, sözleşme hükümleri ise aktif durumdadır. Sözleşme süresinin uzatılmasında ise tarafların aktif bir katılımı söz konusudur. Bu bağlamda kâğıdın hükümlerinin uzatılması hali, herhangi bir hususu ispat veya belli edebilecek nitelikteki bir kâğıtta değişiklik yapılmaksızın sürenin uzatılması aynı miktar veya nispette damga verisine tabidir. Yenilemeden farkı, kağıtta mevcut bulunan sürenin korunmasıdır. Diğer taraftan sözleşme metninde yer alan ve süre bitiminde kendiliğinden uzaması sonucunu doğuran hükümler ise vergilendirilmez. Bazen kişiler arasında düzenlenen sözleşmelerde yer alan sürenin dolması sonucunda tarafların itiraz etmemesi halinde, sürenin kendiliğinden uzayacağına dair hükümler de yer almaktadır. Kira mukavelenamelerinde bu hükme sıkça rastlanılmaktadır. Bu durumda süreli olarak düzenlenen ve süre dolması dolayısıyla aynı şartlarda mevcut kağıdın süresi uzamakta ve hükmünden tekrar yararlanılmakta ise de herhangi bir kağıt düzenlenmediği için bu işlemin damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir. Sözleşme konusu işin mücbir sebepler, tarafların kusuru ya da bunlar dışında herhangi bir sebeple süresinde bitirilmemesinden dolayı ek süre verilmesi durumunda, sözleşmenin diğer hususlarında bir değişiklik içermemesi ve belli para miktarında artış olmaması kaydıyla süre uzatılmasına dair düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi tutulmaması gerekir. Kaynak Mehmet Yüce ve Neslihan Kızıler, Damga Vergisi Kanunu Çerçevesinde Sözleşmelerle İlgili Özel Durumlar, Gümrük ve Ticaret Dergisi, Cilt3, Sayı 8, Yıl 2016, MEHMET YÜCE 1 Arkadaşlar damga vergisini muhasebe kayıtlarına nasıl alıyorsunuz? Mesela stopaj ödenmiş onunla beraber damga vergisi de ödenmiş bu ödeme kaydını nasıl ilgili yıl sonunda neler yapılması gerekiyor. GMANCE Üyelik 9 Mar 2007 Mesajlar 396 2 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı Handi departmana ait ise 730,740,750,760,770 DV o departmanda gider yapılmalı. 3 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı sEN DAMGA VERGİSİNİ GİDERLEŞTİRDE HANGİSİNE ATTIĞIN ÖNEMLİ DEĞİL Forum Kuralları 4 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı Gidere aldığınız bu damga vergisi yıl sonunda normal gider olarak mı işlem görüyor yoksa KKEG olarak mı kabul ediliyor? nane Ziyaretçi 5 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı Beyanlar için ödenen dv ise gider işlenir. TKT60 Üyelik 25 Şub 2008 Mesajlar 30 6 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı Syn Nane; DV beyanlar için ödenen serbest meslektede gider olarak yazılıyor değil mi? AŞİL Üyelik 22 Ara 2006 Mesajlar 16 7 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı 360 lar da 770 lerde giderleştir. 8 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı piyasada ki genel uygulama 770 ve 360 hesapların kullanılması şeklinde. Ama 720 ve 730 kullanana da rastladım. Hatta damgayı hiç muhasebeleştirmediğimiz anlarda oluyor. 9 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı Stopaja ait damga vergisi nasıl 360 borçlu yapacağız ama bunun öncesinde nasıl muhasebe kaydı yapacağız? Ve ne zaman yapacağız? 10 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı Bordronun damga vergisimi yoksa beyannamenin mi? 11 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı Beyannamenin damga vergisi. 360 nolu hesabın alacaklı olması lazım ki, ödeme kaydında 360 borçlu olsun. Tam olarak nasıl işliyorsunuz? 12 Ynt Damga Vergisi Muhasebe Kaydı Beyannemelerin damga vergilerini 360 no lu hesapta takip etmiyorum. Odendiginde gider kaydi yapiyorum 13 soru açık olmasına rağmen sorudan soru doğuyor. Yıl içinde verilen KDV,KDV2 MUH, beyannamelerinin DV. muhasebeleştirmesi hakkında bilgi lütfen. 14 benim yaptığım uygulama 391 b - 191 a - 190 b-770 b=29,90 360 a = 29,90 bu kayıt için hatalı diyorlar. Sizce hatalı mı? 15 benim yaptığım uygulama 391 b - 191 a - 190 b-770 b=29,90 360 a = 29,90 bu kayıt için hatalı diyorlar. Sizce hatalı mı? Hatalı değil sen bakma onlara. Ama ilk planda hesaba almayıp Ödeme yaptığın zaman 770-100 de çalıştırabilirsin Üyelik 5 Nis 2007 Mesajlar 9,026 Konum İstanbul 16 Aslında bence belirttiği maddenin yapılması en bu bir ödenecek vergidir ve bununda takibi gerekir. Ne var ki yasalarımız bu damga vergisini indirilebilir giderler arasında saydığından ben dahil bir çok meslektaşımız bu vergileri ayrıca takip ödeme anında gidere yazmakla nedense hep ana vergi kalemleri 0015,0003 vb. takip edilmekte bu damga vergileri 1048 es eser_gul bence düzeninizi bozmayın,aynı kayıtlara devam edin. 17 Merhaba, Bende KDV Tahakkukunu yaparken; 770-360 kaydını atıyorum. 360 Damga vergisi alt hesaplar açıyorum KDV, Muhtasar ve Sigorta Prim Damga vergisi şeklinde açıyorum. sigorta primlerinin damga vergisini; bordro kaydını yaparken 770-360 diye atıyorum.. sigorta primlerinin ödemesinde de 360/102 kaydını yapıyorum. ödeme de 770/100 yada 102 değilde tahakkuk esasına göre önce tahakkuk kaydını yapıyorum damga vergilerinin. 18 Bende ödenecek vergilerin ödeme durumunda 770/100-102 kullanarak giderleştiriyorum. İlk tahakkuk maddesinde de bu gerçekleştirilebilir fakat aklıma gelen bir başka soru bu şekilde yapan arkadaşlar düzeltme beyanlarının damga vergilerini de atlamaması gerekcektir. Damga Vergisinin Konusu Nedir? 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde “Bu Kanuna ekli 1 sayılı tabloda yazılı kağıtların Damga Vergisine tabi” olduğu hükmüne yer verilmiş olup kanun metnine ekli 1 sayılı tabloda ise; çeşitli Mukavelenameler Sözleşmeler, Kira Sözleşmeleri, Kefaletler, Teminatlar, İhale Kararları, Resmi daire ve/ veya bankalara ibraz edilen Bilançolar ile İşletme hesabı özetleri, Beyannameler ve Makbuzlar sıralanarak bu kalemlerin her biri için uygulanacak vergi oranlarına ayrıca yer verilmiştir. Örneğin; Normal bir sözleşme için sözleşme bedeline uygulanacak damga vergisi oranı binde 9,48 iken, kira sözleşmesi için bu oran binde 1,89 olarak belirlenmiştir. Kanunun ilk maddesinde bahsi geçen kağıt teriminden anlaşılması gereken, herhangi bir konuda bir durumu belli etmek veya ispatlamak amacıyla yazıp imzalanan belgedir. Bu yazımızda daha çok Mukavelename ile Kefalet şerhi üzerinde durarak Damga Vergisinin hesaplanmasına dair özellik arz eden hususlara değineceğiz. Bilindiği gibi 6098 sayılı Borçlar Kanununun 26’ ncı maddesinde sözleşme serbestisi düzenlenmiş olup “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler” hükmüne yer verilmiştir. Yine Anayasamızın 48. maddesinde de “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir” hükmüne yer verilmiştir. Bu bağlamda taraflar ahlaka, adaba, hukuka ve kişilik haklarına aykırı olmamak şartıyla, istediği alanda/konuda karşılıklı irade beyanı ile sözleşme yapabileceklerdir. Tarafların herhangi bir konuda sözleşme yapmalarının nedeni yaptırdıkları iş ya işlemlere hukuki güvence kazandırmak istemelerindendir. Sözleşmedeki şartlara aykırı davranıldığı takdirde mahkemede ya da icra dairelerinde sözleşmenin dayanak belge olarak sunulabilmesi için karşılıklı tanzim ettikleri bu sözleşmelerin resmi nitelik kazanması gerekmektedir. İşte bu resmiyet ancak sözleşmeye ait damga vergisinin tahakkuku/ödenmesi ile mümkündür. 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun 26’ ncı maddesinde “Resmi dairelerin ilgili memurları kendilerine ibraz edilen kağıtların Damga Vergisini aramaya ve vergisi hiç ödenmemiş veya noksan ödenmiş olanları bir tutanakla tespit etmeye veya bunları tutanağı düzenlemek üzere, vergi dairesine göndermeye mecburdurlar.” hükmüne yer verilerek resmi dairelerin ve burada çalışan memurların önlerine gelen sözleşmelere/kağıtlara ait damga vergisini aramadan işlem tesis edemeyeceğini, öncelikle damga vergisinin ödenme şartını arayacağını belirtilmiştir. Damga Vergisini Mükellefi Kimlerdir? Damga vergisinin mükellefi sözleşmede imzası bulunanlardır. Sözleşmede imzası bulunanlar damga vergisinin ödenmesi yönünde müteselsilen sorumludurlar. Vergi Dairesi sözleşmede imzası bulunan taraflardan herhangi birisinden yada tamamından damga vergisini tahsil edebilmektedir; zira mezkur kanunun 24’ üncü maddesinde “… birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Yalnız şunu belirtmek gerekir ki resmi daireler ile kişiler arasında imzalanan kağıtlara ait damga vergisinin mükellefi kişilerdir. Dolayısıyla tanzim edilen kağıtlarda mezkur kanunun 8. maddesinde bahsi geçen resmi idarelerin genel ve özel bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve köyler imzası varsa bu kurumlar damga vergisini ödemekle sorumlu tutulamayacaktır. Örneğin; Kırıkkale Üniversitesi’ ile taşeron şirket olan Güvenlik Ltd. Şti.’ arasında imzalanan sözleşmede damga vergisi Güvenlik Ltd. Şti’nden aranır. Çünkü Üniversiteler 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında Özel Bütçeli idareler arasında sayılmıştır. Genel ve Özel bütçeli idareler için 5018 sayılı kanuna ekli listeye bkz. Mukavelenamelerin Sözleşmelerin birden fazla nüshalı olması ve Sözleşmelerde kefalet’ şerhinin bulunması durumunda Damga Vergisi nasıl hesaplanır? a Nüsha& Suret/fotokopi ayrımı Konu ile ilgili olarak 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun 5’inci maddesinde düzenleme yapılarak 6728 sayılı kanunun 23 üncü maddesiyle değişen cümle;Yürürlük nüshadan fazla olarak düzenlenen kâğıtlardan, maktu vergiye tabi olanların her bir nüshası ayrı ayrı aynı miktarda; nispi vergiye tabi olanların ise sadece bir nüshası damga vergisine tabidir.” hükmüne yer verilmiştir. Konuyu daha iyi anlamak için “Nüsha” ve “Suret” ayrımını açıklığa kavuşturmak yararlı olacaktır. Şöyle ki; nüsha; bir kağıdın birden çok defa düzenlenmesi ve her kağıdın ayrıca ıslak imza/e-imza ile imzalanmasıdır. Suret ise aslı gibi olan ve aslının fotokopisi diyebileceğimiz yetkili kişinin aslı gibidir kaşesini/imzasını taşıyan, taraflarca ayrıca imzalanmayan kağıttır. Dolayısıyla tarihinden itibaren imzalanan birden çok nüshalı nispi vergiye tabi sözleşmelerde sadece tek nüsha üzerinden damga vergisi hesaplanacak, maktu kağıtlarda ise her bir nüsha için ayrı ayrı ve aynı oranda damga vergisi hesaplanacaktır. Konu ile ilgili olarak yayımlanan Gelir İdaresi Başkanlığı’nın tarih ve 19 sayılı Damga Vergisi Sirküsünde; “…mezkur kanuna ekli 1 sayılı tabloda yazılı şartları haiz kâğıtların resmi dairelere ibraz edilecek suretleri’ maktu damga vergisine tabibidir.” hükmüne yer verilmiş olup resmi dairelere ibraz edilen suret/fotokopi için maktu damga vergisi tutarı 0,80 TL olarak belirlenmiştir. Örneğin; Resmi idarelere ibraz edilen Bir kira sözleşmesinin fotokopisi için, velev ki nispi tutarlı bir sözleşme olsun, maktu oranda damga vergisi tahsil edilmesi gerekmektedir. b Kefaletli Adi ve Müteselsil KefilliKira Sözleşmeleri 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde “Bir kağıtta biribirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların herbirinden ayrı ayrı vergi alınır. Bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde Damga Vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır.” hükmüne yer vermiştir. Örneğin bir sözleşme içeriğinde hem kira ile ilgili hem de kiradaki gayrımenkulün onarımı ile ilgili hükümlere yer verilerek bedel belirlenmiş ise birbirinden bağımsız olan farklı iki akit için ayrı ayrı damga vergisi alınacaktır. Başta da bahsettiğimiz gibi kira sözleşmeleri, sözleşme süresi baz alınarak kira bedeli üzerinden binde oranında damga vergisine tabidir. Kefalet şerhi için damga vergisi oranı ise binde Oranlar ile ilgili detaylı bilgi için Bu Kanuna ekli 1 sayılı tabloya bkz. Bazı kira sözleşmelerinde tarafların tercihine göre kefilin de imzası olabilmektedir. Dolayısıyla kefilli olarak düzenlenen kira sözleşmelerinde damga vergisi hesaplanırken kira bedeline farklı oranlar uygulanarak Damga Vergisi hesaplanacaktır. Şayet Kira sözleşmesinde tarafların yanında “Müteselsil Kefil” ya da “Müşterek borçlu” şerhi ile kefilin’ de imzası bulunuyorsa kira bedeli binde oranında damga vergisi ile çarpılarak hesaplanacaktır. Buradaki kira sözleşmesi için ayrıca binde oranı uygulanmayacaktır; çünkü “Müteselsil Kefil” ya da “Müşterek borçlu” şerhi kiralama işleminden doğmuştur dolayısıyla birbirine bağlı ve bir asıldan doğma olan işlemlerde Damga Vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren işlem üzerinden alınır ki bu durumda en yüksek vergi alınması gerektiren işlem binde oranlı kefalet şerhidir. Eğer ki kira sözleşmesinde sadece “kefil” ya da “adi kefil” şerhi varsa bu durumda toplam kira tutarı üzerinden “adi kefil” için ayrı binde9,48 ve kira sözleşmesi için ayrı binde1,89 olmak üzere toplamda binde 11,37 oranı uygulanarak damga vergisinin hesaplanması gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin diğer sözleşmeler için de bu geçerlidir tanzim tarihini izleyen 15 gün içerisinde Damga Vergisinin beyan edilip ödenmesi gerekmektedir, aksi durumda Vergi Dairesince her geçen gün için gecikme zammı/faizi da tahsil edilerek cezalı tarhiyat yapılacaktır. Ancak Sürekli Damga Vergisi mükellefiyet kaydı olan mükellefler bu ay içerisinde tanzim ettikleri sözleşmelere ait damga vergisini izleyen ayın 23’üne kadar beyan edip 26’sına kadar ödeyebilmektedir. Örneğin Bankalar ya da Anonim Şirketlerin zorunlu olarak sürekli damga vergisi mükellefiyet kaydı açtırmaları ve bir ay içinde yaptıkları sözleşme vs ait damga vergisini izleyen ayın 26’sına kadar beyan edip ödemesi gerekmektedir. Not Sürekli Damga Vergisinde beyan ve ödeme süresinin tarih ve 115 Vergi Usul Kanunu VUK sirküsü ile 26’sı olarak belirlendiği unutulmamalıdır. Örnek Bay A İş yerini tarihinde X Ltd. Şti’ye 5 yıllığına yıllık Net TL karşılığında kiraya vermiştir. Kira sözleşmesinde “Adi Kefil” şerhi ile Bay B’nin de imzası bulunmaktadır. Bu durumda damga vergisi nasıl hesaplanır? Tarafların Sürekli Damga Vergisi Mükellefiyet Kaydının bulunmadığı varsayılacaktır Formül= [Brüt yıllık Kira bedeli x oran] x yıl sayısı. Brüt kira hesaplama = yıllık net kira/0,80 şeklinde hesaplanabilir. Brüt Kira = 0,80 = TL x 5 Yıl = TL x binde = 852,75 TL damga vergisinin tarihine kadar Vergi Dairesine beyan edilip ödenmesi gerekmektedir. Adi kefilli Kefalet için binde 9,48 +Kira Sözleşmesi için binde 1,89 olmak üzere toplamda 11,37 oranı uygulanmıştır. Damga Vergisinden İstisna Olan Bazı Kira Sözleşmeleri Damga Vergisinden istisna olan akit ve kağıtların yer aldığı mezkur kanununa ekli 2 tabloya da kısaca değinmekte yarar var. Bazı sözleşme ve kağıtlar Damga vergisinden istisna edilmiştir. Konumuzla ilgili olan bir kaç tane istisnayı şöyle sıralayabiliriz Sabit istihsalüretim araçlarına ait kira mukavelenameleri. Dernek ve vakıflarca yerleşim yeri, gerçek kişilerce mesken olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar. Gelir vergisinden muaf esnaf, muaf serbest meslek erbabı ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından işyeri olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar. Örneğin; Basit Usule tabi olan bir mükellefe iş yerini kiraya veren Bay A’dan ya da Basit usul mükellefinden sözleşmenin damga vergisi aranmayacaktır. Yin konut kira sözleşmelerinden de damga vergisi alınmayacaktır. Sonuç Belli bir durumu ispat etmesi ve hukuki açıdan delil olma niteliğini taşıması bakımından sözleşmelerin resmiyet kazanabilmesi için, sözleşmenin tanzim tarihini izleyen 15 onbeş gün içerisinde yetkili Vergi Dairesi Müdürlüğüne başvurarak sözleşmeye ait damga vergisinin yatırılması tarafların ilerleyen zamanlarda hukuki ve vergisel yönden mağduriyet yaşamasının önüne geçecektir. İki tarafın imzasını taşıyan Kira sözleşmelerinde kira bedeli üzerinden binde 1,89 oranında; tarafların yanında kefilin de imzasının bulunması durumunda binde 11,37 oranında; müteselsil kefilli kira sözleşmelerinde ise binde 9,48 oranında damga vergisi tahsil edilecektir. Kaynakça 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu 6098 sayılı Borçlar Kanunu 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu tarih ve 19 sayılı Damga Vergisi Sirküleri tarih ve 115 VUK Sirküleri Kaynak Birden fazla kişi tarafından imzalanan kâğıtların damga vergisinin ödenmesinden, imza edenlerin tamamı müteselsilen sorumludur. Bu önemli. Taraflar kendi aralarında verginin kim tarafından ödeneceğini belirleyebilirler. Bunu imzaladıkları sözleşmeye de koyabilirler. Ancak bu durum vergi dairesini bağlamaz. Vergi dairesi bir kâğıdın vergisinin ödenmediğini veya eksik ödendiğini tespit ederse, sözleşmeyi imzalayanların herhangi birisinden tahsil eder. Vergi dairesinin vergiyi tahsil ettiği taraf, sözleşmeye göre ödemeyi yapması gereken taraf değilse, diğer taraftan özel hukuk hükümlerine göre isteyebilir. Bu vergi dairesini ilgilendirmez. Şimdi esas konuya bakalım. Yasal süresi içinde yükümlülüğün yerine getirileceği varsayımıyla, kim beyanname verir, vergiyi kim ve nasıl öder? Damga vergisi ödeme şekilleri Damga vergisinin üç ayrı ödeme şekli damga vergisi esas olarak makbuz karşılığı ödenir. Bu yöntem aslında beyan esasıdır. Damga vergisi beyannamesiyle vergi beyan edilir ve ödenir. Ödeme karşılığında makbuz üretildiği için yönteme “makbuz verilmesi suretiyle ödeme” sayılan bazı kağıtların vergisi basılı damga konulması yoluyla ödenir. Bu ödeme şeklinde vergi peşin olarak ödenir ve vergiye tabi kâğıdın üzerine verginin peşin tahsil edildiğini gösteren bir damga basılır. Bu ödeme şekli daha çok sayıca fazla kâğıtların vergisinin ödenmesinde kullanılabilir. Genel olarak sözleşmelerin damga vergisi bu şekilde ödenmez. Ancak elektrik, su ve telefon gibi abonelik sözleşmelerinde kullanılması ödeme şekli istihkaktan kesinti suretiyle ödemedir. Bu yöntem, genel olarak kamu kurumları tarafından yapılan ödemelerde düzenlenen makbuzların vergisinin ödenmesinde kullanılır. Ödemeyi yapan kamu kurumu veya kanunda sayılan kurum ve kuruluşlar, düzenlenen makbuzun vergisini ödedikleri tutardan keserler ve vergi dairesine yatırırlar. Pul yapıştırılması yoluyla damga vergisi ödenmesi şekline 2005 yılında son verilmiştir. Damga vergisinin beyanı ve ödenmesi Makbuz karşılığı ödemede, mükellefiyet sürekli ve süreksiz mükellefiyet olarak iki gruba ayrılmıştır. Başta anonim şirketler olmak üzere bazı mükellefler sürekli mükellefiyet kapsamındadır. Bunlar damga vergisi defteri tutmak, bir ay içinde düzenlenen kâğıtların damga vergisini izleyen ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar beyan etmek ve yirmi altıncı günü akşamına kadar ödemek zorundadır. Süreksiz mükellefiyet kapsamında olanlar damga vergisi defteri tutmazlar. Ancak tuttukları defterlerinde damga vergisine ilişkin kayıtları da yapmak zorundadırlar. Bunlar, düzenledikleri kâğıtlara ilişkin damga vergisini, kâğıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde damga vergisi beyannamesiyle beyan ederler ve vergiyi aynı süre içinde limitet şirketler ve serbest meslek erbabı olmak üzere bazı mükellefler, isterlerse seçimlik olarak sürekli mükellefiyet kapsamına girebilirler. Sözleşmenin damga vergisi tarafların birisi tarafından ödenebilir Sözleşmelerin damga vergisini taraflardan herhangi birisi beyan edebilir ve ödeyebilir. Taraflar isterlerse de ayrı ayrı beyan ve ödemede de bulunabilirler. Bu çerçevede örneğin iki nüsha olarak düzenlenen bir sözleşmenin her bir nüshası bir tarafça beyan edilebilir. Sözleşmenin taraflarının tamamı aynı mükellefiyet şekline tabi ise vergiyi beyan edecek ve ödeyecek tarafın serbestçe seçilmesinde sorun yoktur. Vergi kim tarafından ödenirse ödensin Hazineye intikal zamanı değişmez. Ancak sözleşmenin taraflarından birisi sürekli mükellef iken diğer taraf süreksiz mükellefiyet kapsamındaysa, sürekli mükellefiyette beyan ve ödeme süresi daha uzun olduğu için serbestçe seçim yapmanın yasal düzenlemeye uygun olup olmadığı akla gelebilir. Gelir İdaresi mevcut yasal düzenleme çerçevesinde bunda bir sakınca görmemektedir. İdare verdiği tarih ve 95 sayılı özelgede özetle, sözleşmelerin damga vergisinin, sözleşmenin taraflarının durumuna göre, aşağıdaki şekilde ödenebileceğini Sözleşmenin her iki tarafının da sürekli damga vergisi mükellefiyeti bulunması halinde, taraflardan herhangi biri tarafından sürekli mükellefiyet kapsamında ödenebilir İzleyen ayın yirmi üçüncü gününe kadar beyan, yirmi altıncı günü akşamına kadar ödeme.- Sözleşmenin her iki tarafının da sürekli damga vergisi mükellefiyeti bulunmaması halinde, sözleşmeye ait damga vergisi taraflardan herhangi biri tarafından süreksiz mükellefiyet kapsamında beyan edilip ödenebilir İmza tarihinden itibaren onbeş gün içinde beyan ve ödeme.- Sözleşmenin her iki tarafının da sürekli damga vergisi mükellefiyeti bulunmaması halinde, taraflardan birisinin ihtiyari olarak sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirilir ve sözleşmeye ilişkin damga vergisi bu tarafça beyan edilerek ödenir İzleyen ayın yirmiüçüncü gününe kadar beyan, yirmi altıncı günü akşamına kadar ödeme. Damga vergisi ne zaman gider yazılır? Damga vergisi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 6 numaralı bendi kapsamında gider kaydedilir. Damga vergisinin gider yazma zamanı konusunda özel bir düzenleme yoktur. Dolayısıyla, ticari kazancın tespitinde uygulanan genel kural çerçevesinde, damga vergisi de diğer giderler gibi tahakkuk ettiği tarih itibariyle gider kaydedilebilir. Gider kaydetmek için ödeme yapılması gerekmez. Gelir İdaresince verilen bazı özelgelerde, ödenen damga vergisinin, ödendiği dönemde gider yazılabileceği belirtiliyor. Bu ifade zannediyorum özelge konusu işlemlerle ilgili sorudan kaynaklanıyor, yoksa tahakkuk ettiği dönemde gider yazılamayacağına ilişkin değil. Özelgelerde, vergiyi doğuran olayın olduğu dönemden daha sonraki bir dönemde tahakkuk ettirilerek ödenen verginin, ödendiği dönemde gider kaydedilip edilemeyeceği soruluyor. İdare de bazı özelgelerde tahakkuk tanımını yapıp, tahakkukun gider yazmak için yeterli olduğunu da vurgulanarak, ödemenin yapıldığı dönemde gider yazılabileceğini belirtiyor. Forum MEVZUAT FORUMU SGK ve VERGi MEVZUATI 10 Yıllık Kira Sözleşmesi Damga Vergisi Muhasebe Kaydı 1238 1 Müdavim Üye 10 Yıllık Kira Sözleşmesi Damga Vergisi Muhasebe Kaydı kolay gelsin arkadaşlar, 10 yıllık kira sözleşmesi damga vergisi tutarını beyan edip ödedik. tutar civarı. bu tutarın tamamı bu sene mi giderleştirilmeli yoksa aktifleştirilerek yıl yıl mı giderleştirilmelidir? cevap verecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim. 1306 2 Moderatör sayın hot lava aktifleştiriniz her dönemin giderini o dönemde gelir tablosu hesaplarına atınız,kolay gelsin. Hüseyin GÖCEN/Serbest Muhasebeci Mali Müşavir '' Yaradılanı Severiz Yaradandan Ötürü'' 1343 3 Müdavim Üye teşekkürler sayın hadisat. Bu Konu için Etiketler Yetkileriniz Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok BB kodu Açık Smileler Açık [IMG] Kodları Açık [VIDEO] code is Açık HTML-Kodu Kapalı Forum Kuralları

sözleşme damga vergisi muhasebe kaydı