🎉 Limani Yakin Gemi Bu Saatten Sonra
Birbaska gun gunubirligine Pasifik kiyisindaki otel ve yerlesim komplekslerinden birinde keyif yapmaya gidiyoruz Cin usulu kahvaltida sira . Panama City ile tropik orman nerdeyse ic ice. Ve Panama dan da bu kadar yaklasik 17 ay once yola ciktigim Istanbul a sadece 3 haftaligina da olsa donus heyecani sardi , Yine Gelecek Ben sonunda
Balayıgemi turları en uygun fiyatlar ve taksitlerle Touristica'da! Ekonomik balayı gemi turları ve fiyatları için sitemizi ziyaret edin fırsatları kaçırmayın!
MADDE1-(1) Bu yönergenin amacı, Karasu Liman tesisinde sürdürülebilir bir çevre ve sürdürülebilir bir kalkınmanın ilkeleri doğrultusunda, liman tesisini ve bu tesisi kullanan gemilerin, gemi adamları ve yolcular ile yurt dışından ithal edilen ya da yurt dışına ihraç edilen malların güvenliğinin sağlanması, gümrüklü
Limanıyakın gemi bu saatten sonra gelirse de yanaşmasın .. #Sezoo. Jump to. Sections of this page. Accessibility Help. Press alt + / to open this menu. Facebook.
Bu epey meşakkatli ve zorlayıcı bir işlem. Öncelikle bağlı bulunduğun sicil limanına mazeretini bildiren bir dilekçe ile başvuruyorsun. Daha sonra onlar sana mazeretinin uygunluğunu inceleyip onay formu veriyorlar. Bununla beraber geçiş yapacağın liman başkanlığına başvuru yapıyorsun. Tüm sicil dosyalarının taşınması
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, "Odessa Limanı'ndaki askeri altyapıya yönelik operasyon, tahıl sevkiyatını engellemez" dedi.
Denizveya hava taşıtlarının, Türkiye Gümrük Bölgesinde birden fazla liman veya havalimanına uğraması halinde, örneğin yakın limandan gelen geminin ilk önce Mersin’e sonra İzmir’e ve sonra da Derinceye uğrayacak olması halinde, Mersin’e gelmeden iki saat önce hem Mersin, hem İzmir ve hem de Derinceye boşaltılacak
OkuyucularımızaSunduğumuz Temel Bilgiler MONTREUX BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ: Boğazlar Rejimine İlişkin Olarak, Montreux`de 20 Temmuz 1936`da İmzalanan Sözleşme: MAJESTE BULGARLAR KRALI, FRANSA CUMHURİYETİ BAŞKANI, MAJESTE BÜYÜK BRİTANYA, İRLANDA
Berat sen kendisini taniyorsun, Cuneyt Arvasi. Cuneyt Abi, ehli sunnet vel cemaat akidesine saglam bagli bir Naksii'dir. Ustad Necip Fazil in Seyhi Abdulhakim Arvasi hz. lerinin oz-be-oz torunlarindandir. Babasi, (rahmetli) Aydin Arvasi, (rahmetli) Ozal doneminde 2-3 donem Van milletvekilligi yapmistir.
Listento Bu Saatten Sonra on the Turkish music album Kınalı Bebek by Demet Sagiroglu, only on JioSaavn. Play online or download to listen offline free - in HD audio, only on JioSaavn.
madde3. ege denizi'nde ya da karadeniz'den bogazlar'a giren her gemi, uluslararasi saglik kurallari çerçevesinde türk yasalariyla konulmus olan saglik denetimi için, bogazlar'in girisine yakin bir saglik istasyonunda duracaktir. bu denetim, bir temiz saglik belgesi (patentesi) ya da isbu maddenin 2. fikrasindaki hükümlerin kapsamina
TARİH TABLO HALİNDE ÖZET NOT PDF FORMATINDA İNDİRMEK İÇİN AŞAĞIYA KAYDIRIN Sitemize üye olun (üye olmak için BURAYA tıklayın) instagram hesabımızı takip edin İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ – DEVLETLER TÜRK ADI: GÜÇLÜ – TÜREYEN – TÖRELİ – OLGUNLUK ÇAĞI – ERDEMLİ – NİZAM SAHİBİ GİBİ ANLAMLARA GELMEKTEDİR TÜRK ADINA İLK KEZ: ÇİN YILLIKLARINDA
Vs5sT. Türkiye, bin 289 yolcusu ile Limasol’dan hareket eden geminin doğrudan Alanya limanına girişine izin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik...Türkiye, bin 289 yolcusu ile Limasol’dan hareket eden geminin doğrudan Alanya limanına girişine izin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik izlediği iyi niyet politikasına bir yenisini daha ekledi. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin Limasol Limanı’ndan bin 289 yolcusu ile hareket eden Thomson Spirit adlı kruvaziyer, hiçbir engele takılmadan üçüncü sefer Alanya limanına girerek demirledi. Malta bayraklı gemide bulunan, bin 231'i İngiliz vatandaşı, 16 ülkeden toplam bin 289 yolcu Alanya’yı gezdikten sonra Marmaris’e hareket üzere Türkiye, 1974 yılından sonra Rum bandıralı gemi ile uçaklara deniz ve hava sahasını kapatmıştı. Aynı şekilde Güney Kıbrıs’tan kalkan gemi ve uçaklar doğrudan Türkiye’ye sefer 1 Nisan’da başladıLimasol Limanı ile Yunan adaları, Suriye’nin Laskiye limanı, Beyrut ve Mısır arasında seferler yapan Thomson Spirit ile Louise Cruise şirketleri geçtiğimiz yıldan itibaren Marmaris’e yönelik de seferler başlatmıştı. Ancak bu seferler Limasol-Rodos ve daha sonra Marmaris olarak girişimler sonucunda Thomson Spirit gemisi 1 Nisan’dan itibaren Limasol’dan hareketle doğrudan Türkiye limanlarına seferleri başlatmış Santorini’ye gidecek1 Nisan’da Limasol’dan Kuşadası’na giden Thomson Spirit, 8 Nisan’da ise Limasol’dan hareket ederek dün Alanya limanına vardı. Gün boyunca Alanya limanında demirleyen gemi Marmaris’e hareket etti. Daha sonra Yunanistan’ın Santorini adasına hareket edecek olan gemi 13 Nisan’da İsrail’in, Ashdod limanına varacak, 15 Nisan’da ise Limasol’a geri başı 343 sterlin…Yaz tarifesini açıklayan Thomson Spirit sezon boyunca Çarşamba günleri bir hafta Limasol-Kuşadası- bir hafta da Limasol-Alanya üzerinden seferlerini Nisan’da Limasol’dan hareket ederek Alanya’ya giden ve 15 Nisan’da Limasol’a geri dönecek olan gemide kişi başı fiyatlar 343 sterlinden Alanya’ya doğrudan geldiAnadolu Ajansı’nın AA haberine göre, Antalya’nın Alanya ilçesine sezonun üçüncü seferini yapan Thomson Spirit adlı kruvaziyer ile bin 289 yolcu Kıbrıs Rum kesiminin Limasol Limanı'ndan Alanya Limanı'na gelen Malta bayraklı gemide, bin 231'i İngiliz vatandaşı, 16 ülkeden toplam bin 289 yolcu inen yolculardan bazıları Alanya'nın tarihi ve doğal güzelliklerin bulunduğu yerlere giderken, bazıları da şehir turu yaptı. Antalya Limanı’na demirleyen 501 mürettebatı bulunan gemi akşam saatlerinde Marmaris'e hareket etti.
Biz Türkler "Sisam", Yunanlılar "Samos" diyor bu adaya. Sisam bizim karşı komşumuz olur. Yıllardır karşıdan bakıyoruz, bir de gidip yakından bakalım görünen dağ aslında SamosÇocukluğumdan itibaren tüm yazlarım Kuşadası'nda geçti. Benim gibi Kuşadası'nda yetişmişler için Sisam'ın anlamı büyüktür. Evlerimizin manzarası aşağıdaki gibidir mesela. "Güneşi batırmak" aktivitesini yapan herkes güneşi izlerken adaya Samos da yaklaşırdıÇocukken karşıdaki dağın başka ülkeye ait olmasını garipserdik. Sık sık diyaloglarımıza konu olurdu Sisam adası. Örneğin iddialara girerdik "buradan Sisam'a yüzebilir misin?" diye. Deneyen olmasa da bir uzaklık birimiydi bizim için, "Buradan Sisam'a kadar" dedin mi, bazen uzakları kastederdin, bazen de yakını… Her gelen misafire hava atılır "Biliyor musun karşısı Yunanistan" diye. Tekne gezisine çıkarsın, bir süre sonra tekne Yunan bayrağını çeker, yurtdışına çıkmış gibi heyecanlanırsın. Çocukluk işte…"Yunan Adalarına vize kalktı" efsanesi almış başını yürümüş durumda. Bazı gemiler vizesiz olarak Mykonos Santorini turları düzenliyor, hatta birine biz de gitmiştik. Ama onlar gemilerin yaptığı özel anlaşmalara sağlanan, gemilerde konaklama şeklinde düzenlenen turlar. Feribotla adalara gittiğinizde konaklamayacak bile olsanız vize bir durum söz konusu. Yunan hükümeti Türk vatandaşlarının adalara girişine ilişkin her yıl yeni kurallar belirleyebiliyor. 2013 haziran – eylül ayları arasında da bazı adalara giriş şu şekilde Gitmek istediğiniz tarihten 2-3 gün önce bir turizm acentesine başvurup istenen evrakları hazırlıyorsunuz, acente sizin için ön vize talep ediyor. Adaya feribotla geçiyorsunuz, gümrükte pasaport kontrolünde polis sizin vizenizi onaylıyor. Alabileceğiniz vize maksimum 15 günlük çift girişli olabiliyor. 2 günlük de verebilirmiş, polisin insafına kalmış. Ama 1 hafta sonrası için de başka bir adaya gidecekmiş gibi rezervasyon yaptırıp 15 günlük vize alabilmeniz mümkünmüş. Sanırım ücreti 45 Schengen vizemiz olduğu için böyle bir işlem yapmadık, yapmak isteyenler acentelerden daha ayrıntılı bilgi alabilirler. Söylediğim gibi bu kural 2013 yılı için geçerli, geçen sene nasıldı, seneye ne olur sadece Samos'a feribot seferleri düzenleniyor, Meander turizme başvurduk. Feribotun adı da Meander Express. Çeşme'den Sakız'a gitmek çok daha ucuz iken Kuşadası limanı özel işletme olduğu için ücret biraz yüksek, Günübirlik gidiş dönüş 40 Euro. Kalmalı giderseniz bir daha vergi biniyormuş fiyata, gidiş dönüş 55 dışı çıkış harç pulunuzu limandan Limandan uzaklaşıyoruzFeribot çok konforlu sayılmaz, ama yol çok uzun değil saat sürüyor. 9 da kalkması gereken feribot biraz rötarlı kalkıyor. Esas kötü bölüm Samos limanında yaşanıyor. Feribottan inen onlarca insan için gümrükte sadece tek bir gişe var, 1 saatten fazla sıra bekledik. O yüzden söylüyorum, günübirlik gitmenizi tavsiye etmem, çünkü adaya girmeniz buluyor. Aynı gün dönüş yapacaksanız dönüş feribotu 5'te kalkıyor, dolayısıyla 4'te limanda olmanız gerekiyor ve gittiğinize girip pasaporttan geçmeyi bekleyen kalabalığın bir kısmıLimandan çıkar çıkmaz karşınıza bir sürü araba kiralama şirketi çıkıyor. Hemen hemen herkes kiralıyor, başka türlü adayı hakkıyla gezmeniz zor. İlk bir kaç yer 70 Euro fiyat çekse de bu işin olurunun 28 saat için 50 euroya kadar olduğunu biliyorduk. By Ship Rent A Car adlı şirket 40 Euro fiyat verdi ve biz oradan kiraldık. Arabalar lüks ve konforlu değil, genelde eski yine ve trip advisor yorumlarına bakarak seçtim. Cleomenis Otel in işletmesi sahibi ve çocukları tarafından yapılıyor. İşletmecilerin sempatikliği anlatıla anlatıla bitirilememişti. Hakikaten de çok tatlı ve yardımsever insanlardı. Odamız da deniz manzaralı olunca bu otele bayılmadan edemedik. Odamız çok temizdi, iyi soğutan bir buzdolabı, bir de küçük televizyon vardı. En güzel yanı da fiyatıydı, 1 geceliği 2 kişi için 45 Euro. Yine gitsem yine enfes manzarasıSamos'un baş şehri Samos Town, eski ismiyle Vathy. Feribotlar Vathy'deki limana yanaşıyor. Otelimizi de gerekirse limana yürünebilsin diye çok uzak olmayan bir yerden seçtik. Araba ile 5 dakika, yürüyerek ise 20 dakika sürüyor. Limanın hemen karşısında da oteller vardı ama bizim otelin önünde bir plaj vardı, denize girmek için çok daha güzel bir kalkan feribotlar B noktasına geliyor, bizim otelimiz ise A noktasında idiSamos town genelde deniz kenarında restoranlar, oteller, hediyelikçiler şeklinde dizilmişti. Tepelere doğru uzanan baş şehirin yüksekteki ara sokaklarında gezmelisiniz. Çok temiz badanalı klasik Rum evleri arasında gezip fotoğraf sokaklarıVathy'de kediler bile siestadaSamos şehrinde bir arkeolojik müze, bir de şarap müzesi var. Biz plajlarda takılmaktan müzelere vakit şehrinden başka en önemli şehir Pythogoras'ın yani Pisagor'un memleketi Pythagorion şehri. Burasının güzel hediyelik eşyalar satan bir çarşısı var. Ve de bir yat limanı. Lüks teknelerin bağlandığı marinanın olduğu cadde oldukça hareketli, restoranlar, cafeler sıra sıra dizilmiş. Her birinin önünde garsonlar size "gel gel" de bunlardan birine kanıp oturduk. 2 kişilik karışık balık tabağı ve salata 23 Euro idi. Salatası muhteşem değildi, Yunanistan genelinde olduğu gibi servis yavaştı. "Tatildesiniz, acele etmeyin" mantığında bir garson bizi oyalamaya çalışsa da "Daha gezecek çok yerimiz var" mantığında olan ben bir an önce yiyip kalkma derdindeydim. Neyse ki balıklar güzeldi, çarşıBu dükkana bayıldım!Pythagorion yat limanıPythagorion'da Limanın sonunda bir de Pisagor heykeli var. Dik üçgenin iki dik kenarının kareleri toplamının hipotenüsün karesine eşit olduğunu hatırlamadan geçmedik 🙂Pisagor heykeliPyhtagorion'a 4 km uzaklıkta bir tünel var, Eupalinos Tüneli, eski çağlarda yapılmış ilk tünellerdenmiş. Derinliği ve yüksekliği oldukça fazla olduğundan yapıldığı zamanın mimari koşullarında teknik anlamda harika bir örnek olarak görülüyormuş. Giriş 4 giriş epey darDaha sonra genişliyorPythagorion ile Kokkari arasında yüksekte kalan Mytilini kasabasına da bir uğrayalım dedik. Burada paleontoloji müzesi varmış. İlgilenenlere duyrulur. Biz yine sokakları sokaklarıMytiliniMytilini'de bir kiliseMytilini'den Kokkari'ye geçerken de ana yolu kullanmadık, çok bozuk bir yola girdik. Dağın tepesinden aşağı inen taşlı ve dolambaçlı yoldan aşağı inerken Olgun biraz gerildi, bense korktum. Altı üstü 8km yol, gerekirse yaya bile ineriz diye kendimi yatıştırsam da 8 km yi yarım saatten fazla zamanda almak gerçekten sinirlerimizi bozdu. Siz siz olun, ana yoldan şaşmayın!Kokkari ise bir başka turistik ve önemli şehir. Burada denize sıfır restoran ve kafeler yanyana dizilmiş. Gündüz plaj olarak şezlonglarda uzanıyorsunuz, akşam da denize karşı yemeğinizi yiyorsunuz. Ara sokaklarda yine tertemiz bakımlı evler ve bazı dükkanlar köyü bir başka önerilen yerlerdendi, vakit bulamadık, bir başka büyük şehir gitmedik, gidilecekler listesine yazın gittik, birinci motivasyonumuz denize girmekti. Bu yüzden bütün şehirleri gezemedik. O halde biraz da plajlardan bahsedelimÖncelikle ülkemize en yakın nokta olduğu için Psili Ammos adlı plaja gitmek istedim. Memleketimden kopamıyorum, ne yapabilirim? Her zaman denize girdiğimiz Dilek Yarım Adası Milli Parkı ile karşılıklıydık. Hatta Güzelçamlı'dan kalkan tekne turlarından birini gördük ufukta. Sisam tarafı meğer bizden daha şanslıymış, burada deniz muhteşemdi! Eminim Türkiye'de çok dalga vardı, çünkü rüzgar Sisam'dan karşıya doğru Türk bayrağına dikkat! Demek ki tekne gezisine çıktığımızda Yunanistan'dan böyle görünüyoruzPsili Ammos'da deniz muhteşem, karşıda görünen kıyı Dilek YarımadasıKokkari'ye gidip denize girmeye yeltendik, ama çok rüzgarlıydı. Kokkari'yi geçince 3 önemli plaj varmış. Lemonakia, Tsamadu ve Tsambu. Biz buralara gidemedik, zaman yetmedi. Buradaki plajlar plajıGezecek yerleri bitirip limana gitmemize hala 1 saat vaktimizin olduğunu farkedince limana 5 dakika mesafede olan Gagou Plajına gittik. Burası otelimizden görünen plajdı. Orada hemen 15-20 dakika yüzdük. Burası bile çok güzel bir suya sahipti, kumsalı ve girişi taşlı, ama biraz ilerleyince kumlu bir PlajıPlajlarda şezlog şemsiye kiralanıyor. Bazen plajdaki Taverna veya kafede bir şey yiyip içerseniz şezlongdan para almıyorlar. Alsalar bile plaj giriş parası yok, şezlonglar da 2 kişilik 5-6 frapesi meşhurmuş, ben de bu soğuk kahveyi severek içtim. 2-2,5 Euro fiyatı Frappe içilirmişYemek olayında genelde deniz ürünlerini tercih ettik. Pazar günü öğlen yemeğimizi Samos merkezde limanın karşısındaki Zen Restoran'da yedik. Ahtapot ve kılıç balığı denedik. Ahtapotu kurutup ızgara yapıyorlarmış. Ben biraz sert buldum, ama eti kurutulurkenkşam yemeğimizi yukarıda anlattığım gibi Pytagorion merkezde yemiştik. Yine balık tercih etmiştik. Restoranın ismi "The House of Taste" tavernamızSabah kahvaltısı ise oteldendi. Kahvaltıda ballı yoğurt yemek adettenmiş, biz de denedik, çok güzeldi. Otel sahibimiz bize Türk kahvesi yaptı, keyifli bir kahvaltıydı. Yunanistan'ın ünlü peyniri Feta da kahvaltıda tercih köyünde "Loukas Taverna" bir sonraki gidişimde mutlaka uğrayacağım yerlerden ise Meltemi restoran yine araştırmalarım sonucu aklımda kalan, gidemediğim hayatı bizim clublara göre sönük kalsa da bizim gibi sakinlikten hoşlananlar için idealdi. Pythagorion ve Kokkari'de müzik yapan kafeler barlar vardı, ama asıl Samos Town'da Escape diye bir bar önerildi. Deniz kenarında çok güzel bir yerdi. Giriş ücreti yok, kokteyller 8 Euro Music ClubAlışveriş olarak hediyelik eşyalar Kuşadası'nda satılanlara göre çok daha güzel. Orijinal şeylere rastlamak mümkün. Buraya özgü alınabilecek en önemli hatıralık "Pisagor bardağı", yani "Pythogoras' cup". Bu bardağı sadece işaretli yere kadar doldurabiliyorsunuz, daha fazla doldurursanız içine koyduğunuz sıvı bardağın altından akmaya başlıyor. Pisagor bu bardağı herkes eşit miktarda şarap içsin, kimse çoğa tamah etmesin diye farklı tasarımları olanlar da vardı, bizim payımıza bu düştüŞarap demişken, Samos'un tatlı şarapları dünyaca ünlüymüş. Grand Cru markası dünyaya en çok ihraç edilen, Vın Doux ise neredeyse en ünlü şarapları denenmeyi bekliyorSamos adası düşündüğüm kadar küçük bir ada değilmiş, çok farklı sahilleri, farklı şehirleri olan bir yer. Dolayısıyla 1 gece kalmak yetmedi. Daha uzun kalsak da sıkılmayız diye düşündüm, hiç de geri dönmek istemedim. 4 günlük bir tatil ideal Çeşme'nin hatta Kuşadası'nın kalabalığından sonra bu ada bana çok dinlendirici geldi. Sıkıcı bir sakinliği yok, çok bomboş bir yer de değil ama beachlere girebilir miyim, bir suya 10 lira vermeli miyim, arabamı nereye park etmeliyim, otoparka kaç lira vermeliyim dertlerinden çok uzakta, Ege'nin muhteşem sahillerine çok yakındaydık. Yol parası daha ucuz olsa her haftasonu giderim, o derece çıktığımızda Kuşadası limanından uzaklaşırken Olgun'a tüm dertlerimizi ve stresimizi bu kıyıda bırakmayı teklif ettim. Karşıya geçtiğimizde huzur moduna girmiştik. Yaklaşık 36 saat sonra Kuşadası'na döndüğmüzde ise geride bıraktığımız dertlerin ve stresin hafiflediğini anladık. Demek ki neymiş, değişiklik her zaman güzelmiş 🙂Samos'a ikinci gidişimi okumak için tık tık!Kuşadası gezi rehberi için buraya tık tık!Samos Hatırasıİlgili
Evet ama onu da paradan para kazanmakla karıştırmamak lazım. Tesis her halükarda kendi ekonomisini yaratıyor. Tedarikçileriyle, istihdamıyla. O saydıkların yine güçlünün kazanmasını engellemiyor. Orası ayrı fakat montaj tesisleri ile paradan para kazanmaya çalışan fonlar birlikte anılabilecek şeyler değil. Karsan’ı, Farba’yı da yazdım. Sektör bizde oldukça sağlam bir büyüklüğe de ulaştı. Tedarik zincirlerimiz de güçlü. Kompozit ürünler de yapabiliyoruz, nano teknoloji de kullanıyoruz. Volkswagen yatırımını kaçırmak aşırı kötü oldu mesela. Tarihi bir hata oldu diyebilirim. %100 ithal montaj olursa tedarikçi olmaz sadece montajlayan elemanlar olur. Fakat oppo Samsung burda montaja geçince Vestel , reeder, Casper, general mobile'de çalışanlar işsiz kalacaktır quoteOrijinalden alıntı coupantO saydıkların yine güçlünün kazanmasını engellemiyor. Öyle ama kıyamete kadar zaten iyi ile kötünün mücadelesi olduğunu tekâmülün devam edeceğini biliyor olmamız lazım. Biz bu nedenle daha iyi sistem kurmak için çalışmalıyız her halükarda Yo, öyle olmuyor. Hepsi iç pazara sunulmuyor zaten ürünlerin. Oppo burada yapar, Pakistan’a gönderir, tüm ortadoğu ve balkanlar için üs olarak tasarlar. Otomotiv’de üşenmiyorsanız Farba ve Karsan örneklerine bakın. Hakkaten daha çok sayarım. Bizzat tanıdığım insanlar var. O cep telefonunun bir parçasına kaplama lazımsa ve burada gayet başarılı şekilde yapılabiliyorsa o iş, Oppo o kaplamayı buradan karşılama konusunda tereddüt etmez. Bunlar ekonomiye can veren faydalı yatırımlardır. Paradan para kazananlarla karıştırmak doğru değil. Rica ediyorum kosgeb gezin, sanayi sitelerini gezin, buradaki montaj fabrikasına iş yapan adama nano kaplama, bazı komponentlerin mukavemet arttırıcı standard kaplamaları da olur İran’dan talep geldiğini, adamın işlerini büyüttüğünü görürsünüz. Çok fazla hikaye var. Bu ülke çok büyük potansiyeller taşıyan, muazzam bir ülke. Biraz liyakatı, biraz hukuku, adaleti ve eğitimi arttırın, sonuçları muazzam olacaktır. Dediğim gibi doğru politikayla faydalı yanlarını kullanıp zararlı taraflarından kaçınılabilir. Paradan para kazanmakla aynı şey değil ama onlar da minimum yatırımla maksimum kazanç elde etme peşindeler. Onların oluşturduğu ekosistem daha çok küçük bir bahçe gibi düşünülebilir. Ama kökü bu topraklardan çıkan benzer girişimler orman boyutunda ekosistemler oluşturma potansiyeli taşır. Eğitimi de etkiler, ticaret dünyasını da hatta siyaseti de şekillendirir. Orman potansiyeli yaşıyan farklı girişimlere de destek olur. Hep şikayet ettiğimiz sorunların %90 ı bu yolla çözülebilir ancak. Yatırımcı mı? Ne yatırımcısı? Geçmişte de bu ülkede yatırımcı yoktu ki. Sadece ülkenin kaynaklarını sömüren Arapların parası vardı. Gemi batınca çektiler bir vurgun kaldı. Hepiniz iyi biliyorsunuz o vurgunu. 2 kelime. Başında kanal var. Başlıktaki son kelime gelmez değil durmaz olmalı. Yerli yatırımcı bile durmaz sabancı , Ülker vs 'nin yavaş yavaş yaptığı gibi Oppo niye burdan pakistana göndersin Türkiye ile Pakistan arasında gümrük birliği mi var veya Çine karşı yüksek gümrük vergisi mi varda burayi taşeron olarak kullanacaklar?. Türkiye zengin ab ile gümrük birliği var evet burda montaj hatta üretimin avantajı var. Burda üretim yapılmasının hem üreticiyi hemde burakilere faydası olacağını devamlı yazıyoruz zaten fakat en son gelen oppo , Xiaomi 'nin gelişiyle Tofaş-fiat oyak-renault üretimiyle alakası yok. Tofaş -fiat üretimiyle dediğin karsan ortaya çıkabilir ama buraya gelen oppo ile fazla birşey olmaz . AKP'liler bunu çok abartıyor. Adamların burdaki yöneticileri mühendisleri bile Çinli Birşey alacağın zaman ilk devlet çöküyor zaten, mafya aramaya gerek yok. Yöneticilerin Çinli olmasında bir sorun yok. Huawei de Çinli yöneticiyi bırak işçi bile getirdi zamanında. Tata Hindistan’dan yönetici getirdi, hatta burada yazmıştım, adamcağız kurban bayramında Türkiyeye indiği için yol kenarındaki manzaradan baygınlık geçirmiş diye. Bir sene tem kenarı kırmızıya bulanmıştı, o yıl Mercedes Türkiye’de Alman yöneticiler olması çok mu tuhaf? Yahu buna globalleşme diyoruz. Bizim de Paşabahçe’nin yurtdışı fabrikalarında, Kordsa’da filan benzer durumlar var. Akplilerin neyi abarttığı beni hiç ilgilendirmiyor. İnsanlara doğru bilgi vermekle ilgileniyorum. Ben yurtdışından yatırım yapacağım; Türk ortak/müşteri/çalışan kafası atınca "fetöcü" diye yaftalayacak, ne olacak sonra? Davasına baktığı muteahhidin doğumgünü partisine katılan hakime mi güveneceğim; tıkır tıkır işleyen ileri demokrasi kanunlarına mı? Yazık, olan her seferinde garibana oluyor. Türkiye'de bulunan yabancı yatırımcı geçen sene apar topar satıp gitti Devlet hükümet mafya ilişkileri , ülkede adil bağımsız savcı hakim olmaması vs Ülkeyi siyasal İslamcılara emanet edip tam yetki veren çomar köylüler düşünsün gerisini artık benim tuzum kuru Ben baktım bir de sen bak. 9 gaymeden 1 milyon 800 bin gaymeye çıkmış. 1971'den 1998'e; 27 yılın ortalaması yıllık yüzde 70,48. 1998'den 2021'e; 23 yılın ortalaması ise yıllık yüzde 6,95. 1998'den 2021'e kadar 1971'den 1998'e kadarki gibi yıllık ortalama yüzde 70,48'lik bir artış gerçekleşseydi dolar şu anda 383 bin 497 liraydı. Fed'in bol para politikasının sonuçları bunlar. Sayfaya Git Sayfa
Bu Saatten Sonra LyricsSevdanın çiçeği gül kokarYüreğim özünden aşk yaparSeninle nefes alan gönlümSen gittin gideli yas tutarHatırı yok mu sende yıllarınBu kadar vefasız olamazsınYıllarımı ben sana adadımSırf sen mutlu ol diyeSırf sen mutlu ol diyeBu saatten sonra kim anlar beniBu saatten sonra kim dinler beniBakamam yüzüne hiç kimselerinEllere dert anlatamam kiBu saatten sonra kim anlar beniBu saatten sonra kim dinler beniBakamam yüzüne hiç kimselerinBu saatten sonra dert yanamam kiHow to Format LyricsType out all lyrics, even if it’s a chorus that’s repeated throughout the songThe Section Header button breaks up song sections. Highlight the text then click the linkUse Bold and Italics only to distinguish between different singers in the same “Verse 1 Kanye West, Jay-Z, Both”Capitalize each lineTo move an annotation to different lyrics in the song, use the [...] menu to switch to referent editing modeAboutHave the inside scoop on this song?Sign up and drop some knowledgeAsk us a question about this songCreditsRelease DateJanuary 1, 1994Tags
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, CHP Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan, CHP İzmir il yöneticisi Sedredil Coşkuner’le birlikte CHP Aliağa İlçe Başkanlığı'nda basın açıklaması yaptı. CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Aliağa'da sökümü için izin verilen asbestli gemi Nae Sao Paulo ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na çağrı yaparak, "Aliağalıların sağlığını, nefesini, doğasını önümüzdeki 50 yıl boyunca etkileyecek bu zehir ticaretinden yol yakınken dönün. Bu zehir bombasını Aliağa ve İzmir’in ortasında patlatmayın" dedi. CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat da asbestli gemiye karşı kamuoyu duyarlılığı yaratılması gerektiğini ve Polat, bünyesinde yüzlerce ton asbest barındırdığı iddia edilen Brezilya donanmasına ait savaş gemisi Nae Sao Paulo'nun Aliağa'ya getirilecek olması nedeniyle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na tepki gösterdi."HİNDİSTAN KABUL ETMEDİ"Gemi sökümünün yapıldığı ülkelerden Hindistan'ın Sao Paulo'yu kabul etmediğini iddia eden Yücel, şöyle konuştu"Bu çöpü ve zehiri kabul edecek tek ülke kaldı o da Türkiye. Peki, bu zehir dolu ve söküldüğü takdirde ortaya çıkacak tüm zehrin doğaya ve havaya karışacağı kesin olan geminin sökümünü yapmak zorunda mıyız? Bu geminin sökümünden firmanın elde edeceği gelir veya devletin alacağı vergi, Aliağalılar ve İzmirlilerin hayatından, doğamızın bozulmasından ve kirletilmesinden daha mı kıymetli? Bize göre cevap kocaman bir hayır. Bu gemide, hiçbir mantıklı yanı olmadığı halde, diyelim ki Çevre Bakanı Sayın Murat Kurum’un söylediği gibi, 900 ton değil de 9 ton asbest olsun. Bu açıklama bile başlı başına sorunludur. Yani şunu diyorlar "Bu gemi tonlarca zehir yüklü ama sizin dediğiniz kadar değil'. Özrü kabahatinden büyük bir açıklama daha. Yani Sayın Bakan Aliağa’ya tonlarca zehir yüklü bir geminin geleceğini ve bunu Türkiye dışında hiçbir ülkenin kabul etmediği gerçeğini itiraf ediyor. Üstelik bu itirafı da sanki bu geminin söküm için Türkiye’ye getirilmesi büyük bir başarıymış gibi anlatıyor. Neresinden tutsanız elinizde kalan, sorunlu, zararlı ve sorumsuz bir açıklama. Aliağalıları ve tüm İzmir’i cahil yerine koyan bu açıklamaya da tonlarca zehir yüklü geminin, bakanın güzellemeleri arasında ilçemize getirilmesine de karşıyız.""İKTİDAR TARAFINDAN SAVUNULMASI AKIL TUTULMASIDIR"Yücel, açıklamasına şöyle devam etti"Dünyanın birçok ülkesinin, özellikle de Avrupa ülkelerinin kendi ürettikleri zehirli atıkları, çevre ve insan sağlığına zarar vereceği için kendi ülkelerinde bertaraf etmeyerek, Türkiye’ye çöplük muamelesi yapmaları, Türk halkının sağlığının hiçe sayılmasını asla kabul etmiyoruz. Aliağa’da yapılan gemi sökümlerinde, özellikle zehirli atıklar içeren sökümlerin ve sonrasında bu atıkların bertaraf işlemlerinin yeterince denetlenmeden yapıldığı, zaten kamuoyu tarafından bilinen bir gerçek. AKP iktidarı döneminde, tüm ilgili odaların, çevre örgütlerinin, muhalefet milletvekillerinin ve ilçe örgütümüzün bu konudaki uyarılarına ve çağrılarına kulak tıkanmıştır. Zaten mevcut durum işçi sağlığı ve vatandaşlarımızın sağlığı açısından son derece zararlıyken; tüm bunların üstüne şimdiye kadarki en büyük zehir yükü barındıran bir geminin ilçeye getirilmek için diretilmesi, bilimle, doğayla ve insan sağlığıyla inatlaşarak bu işin iktidar tarafından ısrarla savunulması, ancak bir akıl tutulmasıyla açıklanabilir.""İKTİDARDAN HESAP SORACAĞIZ"AKP hükümetini eleştiren Yücel, sözlerini şöyle tamamladı"Adeta zehir bombası halinde Aliağa’ya doğru gelen geminin bu yolculuğunu savunanlar, bir tek AKP iktidarı ve onun Çevre Bakanı Sayın Murat Kurum’dur. Sayın Çevre Bakanı’na ve AKP iktidarına buradan bir kez daha sesleniyoruz. Aliağalıların sağlığını, nefesini, doğasını önümüzdeki 50 yıl boyunca etkileyecek bu zehir ticaretinden yol yakınken dönün. Bu zehir bombasını Aliağa ve İzmir’in ortasında patlatmayın. Bu ülke, Çernobil faciasından sonra Karadeniz’deki çayların radyasyondan etkilenmediğini göstermek için radyasyonlu çay içen bakanlar gördü. O felaket sonrası Türkiye’nin bazı bölgelerinde kanser vakalarında 3 kata kadar artışlar yaşanmıştı. Sayın Bakan da tarihte bu şekilde anılmak istiyorsa bu zehir dolu geminin zararsız olduğunu düşünüyorsa, kendisini gemi sökümü tamamlanıncaya kadar, söküme yerinde eşlik etmeye çağırıyoruz. Ancak biliyoruz ki, bu davete icabet etmeyecek. Çünkü kendisi de bu zehri solumak istemiyor. Zehirlenmek istemiyoruz. Çocuklarımızın gelecekte bile bile kanser olmasına yol açacak bu zehir dolu gemiyi İzmir’de ve Türkiye’de istemiyoruz. İzmir hiç kimsenin zehirli atıklarını kabul edecek bir çöplük değildir. Tüm bu uyarılara rağmen, halkımızın, çocuklarımızın, doğada yaşayan tüm canlıların ve çevremizin sağlığını hiçe sayanlardan, iktidarımızda hesap soracağımızdan kimsenin şüphesi "KAMUOYU DUYARLILIĞI YARATMAK ZORUNDAYIZ"CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ise şunları söyledi"Asbestin insanlarda kanser yaratma riskinin 5 kat fazla olduğu belirtilmiş. Bir sigaraya karşılık 10 kat fazla kanser yapma riski var. Aliağa’daki hava riskini zaten biliyoruz. Biz kimsenin ticari sanayine karşı değiliz. İnsanlar üretim yapacaksa da bunun belli kurallarla olması gerekiyor. 2003 yılında bu geminin bir ikizinin İzmir’e gelmesi söz konusu olmuş ve gelen tepkiler sonrası bakanlık geri adım atarak bu gemiyi çekiyor. Aliağa açısından büyük riskleri taşıyan durum ile karşı karşıyayız. Biz anayasanın verdiği yetkiler çerçevesinde bu gemiye karşı direneceğiz. İl Başkanımız ve Büyükşehir Belediye Başkanımız da oldukça duyarlı. İzmir’de ve Türkiye’de bir kamuoyu duyarlılığı yaratmak zorundayız."CHP Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan, asbestli gemiye karşı yarın saat Aliağa Demokrasi Meydanı'nda yapılacak mitinge İzmirliler'i davet etti.
limani yakin gemi bu saatten sonra