🐈⬛ Affeden Tarafın Dava Hakkı Yoktur
Davayahakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış: Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü
Affedentarafın dava hakkı yoktur. Zina sebebiyle boşanma davasında belittiğimiz süreler ve affetmeyle ilgili hususların tamamı burada da geçerlidir. Bu sebeplerle açılan boşanma davasında, eşlerden biri diğer eşin kendisinin hayatına kastettiğini veya pek kötü davrandığını ya da ağır derecede onur kırıcı bir
ZinaAldatma) Sebebiyle Boşanma Davası hakkında ayrıntılı bilgi için Av. Yasemin Kaynar'ın bloğunu ziyaret edebilirsiniz. Eskişehir Hukuk & Danışmalık Bürosu. Bize Ulaşın +90 537 025 10 00 bilgi@yaseminkaynar.av.tr. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
Davayahakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava
Affedentarafın dava hakkı yoktur. III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme. MADDE 163.- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
MK161/3 ‘e göre “Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”. Af, ancak bir fiilin işlenmesinden sonra söz konusu olabileceğine göre, burada da zinanın gerçekleşmesinden sonra affedilmiş olması gerekir. Af, açık olacağı gibi örtülü de olabilir. Ancak örtülü aftan söz edebilmek için, eşin daranılarından af
Boşanmasebeplerinden zina ile ilgili altının çizilmesi gereken bir diğer durum ise affeden tarafın dava hakkının ortadan kalkmasıdır. Aldatılan taraf, olayı öğrenmesinin ardından eşini affetmişse, artık bu konu dava konusu olamaz. Bu Türk Medeni Kanunu 161. Maddesi’nde “ Affeden eşin dava hakkı yoktur
Affedentarafın dava hakkı yoktur”. Görüldüğü üzere, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi ile hâkim tarafından evlilik birliğinin çekilmez hâle gelip gelmediği şartını araştırmaya gerek kalmaksızın, boşanma kararı verilebilecektir. Başka bir deyişle TMK'nın 162. maddesi mutlak bir
Davayahakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. Öncelikle zinayı tanımlamak gerekirse ; evli bir kişinin evlilik bağı sürerken kendi rızasıyla karşı cinsten biriyle cinsel ilişkiye
Affedentarafın dava hakkı yoktur’’ şeklindedir. Aldatma (Zina) birbiri ile evli olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişkiye verilen adlardan biridir. “Zina” kelimesi beraberinde söz konusu cinsel ilişkinin meşru olmadığı anlamını getirir; insanlık tarihi boyunca çeşitli kültür ve dinlerde zina cezayı gerektiren bir
Affedentarafın dava hakkı yoktur. Gerekçesi için Bkz. MK. MADDE 161 Ek Bilgi/Yorum. Üyemizin Notu: Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 129 uncu maddesini karşılamaktadır. Madde sadeleştirilmek suretiyle yeniden düzenlenmiştir. Hüküm değişikliği yoktur. Şerhi Ekleyen Üyemiz: Av.Ufuk BOZOĞLU.
BoşanmaDavasında Zina Nedir? 05 Jul, 2022. Zina “Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.” (m.161) Maddenin ikinci fıkrası uyarınca davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer.3. fıkraya göre “affeden tarafın” dava hakkı yoktur.
3xGZxE.
şükela tümü bugün bu cümle twit olsa beğenirdiniz ama bu cümle m. 161/3 ve 162 numaralı türk medeni kanunundan. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. hesabın var mı? giriş yap
Madem ki evliliği bitirmeye karar verdiniz; bari çocuklar yıpranmasın. Anlaşmalı boşanma ile aile içinde yaşanan olaylar, dava dilekçelerine geçirilmeden, stres ve gerginlik yaşanmadan boşanma süreci dönüm noktası olacak bu süreçte boşanma davasında uzman olan bir avukattan profesyonel bir destek alın!Medeni Kanuna göre eşler iki şekilde aralarındaki evlilik ilişkisine son verebilirlerAnlaşmalı BoşanmaÇekişmeli Boşanma Çekişmeli boşanma davası nedir?Çekişmeli boşanma davası, TMK Md. 166/3 de düzenlenmiş anlaşmalı boşanma davası dışında kalan her türlü boşanma nedenine dayalı olarak açılmış ve eşler arasında boşanma ve boşanmanın ferileri konusunda bir anlaşmanın bulunmadığı boşanma davalarıdır. Çekişmeli Boşanma sebepleri nelerdir?Medeni Kanun’a göre, boşanma davası açma sebepleri şunlardırZina sebebiyle boşanma davasıEşlerden biri zina ederse, diğer eş zina nedeniyle boşanma davası hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı tarafın dava hakkı kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaEşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmaEşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası nedeniyle boşanmaEşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamazAkıl hastalığı nedeniyle boşanmaEşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaEvlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar boşanma davasını nerede açmalıyım?Çekişmeli boşanma davasına bakmaya yetkili mahkemelerDavalı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde boşanma davası tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde boşanma davası isteyen eşlerin son 6 aydan beri ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesinde boşanma davası boşanma davası hangi mahkemede açılır?Boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemesinin bulunmadığı il veya ilçelerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi Aile Mahkemesi sıfatı ile görev yapmaktadır. Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?Boşanmak isteyen taraflardan biri iki nüsha dava dilekçesi, varsa eklemek istediği belgeleri ve nüfus cüzdan fotokopisini ekleyerek boşanma davasını avukatsız olarak kendisi de boşanmak istemiyor bu durumda açacağım dava çekişmeli boşanma davası mıdır?Evet. Ayrıca eşiniz boşanmayı istiyor olsa bile velayet, nafaka, tazminat gibi konularda uyuşmazlık içerisindeyseniz açacağınız dava çekişmeli boşanma davası olacaktır. Çekişmeli boşanma davası ne kadar sürer?Anlaşmalı boşanma davasından daha uzun sürer. Bu konuda kesin bir süre vermek de zordur. Zira bir davanın ne kadar süreceğini etkileyen çok sayıda değişken vardır. Mahkemenin iş yükü, tebligat durumu, tarafların iddia ve talepleri ve bu iddia ve taleplerin araştırılmasına yönelik olarak yapılabilecek keşif, bilirkişi incelemesi gibi yargılama işlemleri, dinlenecek tanık sayısı, adli tatil, mahkemeye ilişkin özel durumlar, taraf ve taraf vekillerine ilişkin özel durumlar gibi. Bununla birlikte bir ön inceleme duruşması, üç veya dört tahkikat duruşması olmak üzere davanın 5-6 oturumda da sonuçlanması mümkündür. Çekişmeli boşanma davası, davanın niteliğine göre dava süresinin uzadığı veya kısaldığı bir dava türüdür. Çekişmeli boşanma davası; usulüne uygun tebligat yapılması, ön inceleme duruşması, inceleme duruşmaları ve karar duruşması olmak üzere pek çok aşamadan oluşmaktadır. Ayrıca davada dinlenecek tanık sayısı, tanıkların bulundukları yer, ilk davete icabet edip, etmemeleri, başka kurumlardan istenen evrakların süresinde gelip gelmemesi ve varsa tarafların diğer araştırma işlemleri çekişmeli boşanma davasının ne kadar süreceğini belirler. Ortalama olarak çekişmeli boşanma davası 1,5 yıl – 3 yıl arasında sonuçlanmaktadır. Fakat tek taraflı boşanma davası takip edilmez ve gerekli işlemler yerine getirilmez ise dava 4 ila 6 yıla kadar da boşanma davasında verilen kararın istinaf yoluna başvurulması mümkün müdür?Boşanma davalarında da tarafların verilen kararı istinaf yoluna başvurma hakkı incelemesi ne kadar sürer?Yaklaşık 1-1,5 yıl kadar boşanma davasında nafaka veya maddi manevi tazminat talep edebilir miyim? Evet, maddi ve manevi tazminat talep adına kayıtlı bir evimiz ve arabamız var. Çekişmeli boşanma davasında bunların paylaşılmasını da talep edebilir miyim?Hayır. Eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesinden doğan katılma alacağı ve değer artış payı alacağına yönelik talepler, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde yine aile mahkemesinde açılacak ayrı bir davada görülürler. Boşanma davası sonuçlanmadan bu türden bir dava açmış olsanız bile mahkeme boşanma dava dosyasının sonuçlanmasını boşanma davasında ziynet eşyalarımı da talep edebilir miyim?Evet, bunun için ayrı bir dava açmanız gerekmez. Harcını ödemek kaydı ile ziynet ve şahsi eşyalarınızı da boşanma davasında talep edebilirsiniz. Avukatınız bu taleplerle ilgili ispat kuralları konusunda gerekli bilgiyi size bir yıl olmadı. Yine de çekişmeli boşanma davası açabilir miyim? Davasında Gerekçe Göstermek Gerekir mi?Boşanma davası açan eş, dava dilekçesinde somut bir boşanma sebebi göstermelidir. Boşanma sebepleri; genel nitelikte sebepler şiddetli geçimsizlik vb. olabileceği gibi aldatma, ortak konutu terk gibi özel nitelikte sebepler de boşanma dilekçesinde gösterdikleri sebepleri davanın yargılaması sırasında ispatlamalıdır. Aksi takdirde boşanma davası reddedilir. Davayı açan eş hem boşanma nedenini göstermeli hem de boşanma davasında karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlamalıdır. Davayı açan eşin boşanma nedeni olarak gösterdiği olayın meydana gelmesi kendi kusuruna dayanıyorsa, boşanma davası boşanma davası avukatla takip etmek ne kadar ücrete mal olur?Çekişmeli boşanma davasında avukat tutulması halinde ödenecek ücret için bir boşanma avukatı ile görüşülmelidir. Bu ücreti benimle görüşerek Davasının Maliyeti Nedir? Dava Açma Ücreti Ne Kadar?Davacı, dava harç ve giderlerine mahkeme veznesine peşin olarak yatırmak zorundadır. Dava harç ve giderleri yatırılmadan mahkemeye sadece boşanma dilekçesi verilmesi davanın görülmesini sağlamaz. Harç ve giderler davanın başında eksik yatırılmışsa hâkim davacıya harç ve giderleri tamamlaması için süre verir. Verilen bu sürenin sonunda dava harç ve giderleri yatırılmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Davanın açılması, gerekli belgelerin hazırlanması, dava harçları, yargılama giderleri gibi birçok konuda ücret ortaya çıkacağından avukata danışmak faydalı davasının maliyeti veya dava açma ücreti davada dinlenecek tanık sayısı, dava dosyasının bilirkişiye gidip gitmeyeceği, başka kurumlardan belge istenip istenmeyeceğine göre farklılık gösterir. Boşanma davası açma maliyeti ortalama olarak 350 TL – 550 TL Duruşmaya Katılması Gerekir mi?Çekişmeli boşanma davası bir avukat vasıtasıyla takip edildiğinde tarafların duruşmaya bizzat katılma zorunluluğu yoktur. Çekişmeli boşanma davasında tarafları temsilen avukatları beyanda veya Davalı Duruşmaya Katılmazsa Ne Olur?Davacı taraf, duruşmaya katılmaz ve duruşmada kendisini bir avukat ile de temsil ettirmezse, açmış olduğu boşanma davası karşı tarafta davayı takip etmezse müracaata bırakılır. Yani, dava 3 ay içinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılır. Dava, 3 ay içinde yenilendiği takdirde, kaldığı yerden devam eder. İşlemden kaldırıldıktan sonra 3 ay içinde yenilenmeyen dava açılmamış kabul taraf, duruşmaya gelmezse ve duruşmada kendisini bir avukat ile temsil ettirmezse, dava yokluğunda görülmeye devam edilir. Davalı, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz hakkını Biri Boşanmak İstemiyorsa Davanın Sonucu Ne Olur?Boşanma davasında genellikle iki taraf da diğer tarafın kusurunu ispatlayarak davanın kendi lehine sonuçlanmasını sağlamaya çalışır. Ancak bazen eşlerden biri boşanmak istemeyebilir. Bu durumda boşanma davasını açan eş, karşı taraf boşanmak istemese bile davasını ispatlayarak boşanabilir. Boşanmak isteyen eş dava dilekçesindeki olayları ispatlamak için tanık dinletebilir veya başkaca belge ve delili varsa mahkemeye istemeyen eş, boşanma davasına neden olan olaylarda hiçbir kusuru olmadığını ispatladığı takdirde boşanma davası reddedilir. Yani, boşanmak istemeyen eşin kusuru kanıtlanamadığı takdirde mahkemenin boşanma kararı vermesi mümkün Sonuçları Nelerdir?Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını maddî ve manevî tazminat nasıl olur?Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini manevi tazminat davası boşanma davası ile birlikte açılmamış ise, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ayrı bir dava şeklinde de yoksulluk nafakası nasıl olur? Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu nafakaya yoksulluk nafakası denilmektedir. Nafaka yükümlüsünün kusuru ve nafakanın ödenme biçimi nasıl olur? Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara davasında yetkili mahkeme neresidir? Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi nedeniyle açılan davalarda zamanaşımı ne zamandır? Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına sonucu eşlerin miras hakları nasıl olur? Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü bakımından ana ve babanın hakları nelerdir? Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri boşanmada hâkim tarafların hukuki yararı için önlemler alabilir mi?Boşanma davası açıldıktan sonra hâkim dava süresince ortaya çıkabilecek olumsuz durumlara karşı geçici önlemler almak zorundadır. Bu geçici önlemler arasında eşlerin barınma, geçinme, müşterek çocukların eğitim vs. masrafları için nafaka tedbiri yer almaktadır. Eşler arasında şiddet durumu söz konusu ise hâkim 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’na göre uzaklaştırma kararı ve geçici koruma tedbirleri verebilir. Ayrıca dava sonucunda tazminata veya paylaşıma konu olacak malların yönetimine ilişkin de tedbir kararı Boşanmalarda İspat Nasıl Yapılır?Çekişmeli boşanma davası açıp evliliğini bitirmek isteyen kişiler için ispat farklı argümanlar ve tanıklar ile yapılabilir. İspat edilme istenirken bu ispatların hukuki açıdan uygun olması verecek olursak, son zamanlarda çok gündemde olan casus programlarını verebiliriz. Casus programları, eşlerden biri tarafından diğer eşin telefonuna yüklenen programlardır. Bu program sayesinde eşlerden biri aldatıldığını öğrenmiş olsa da, bu kayıtları maalesef ki hukuka aykırı delil olduğu için mahkeme dosyasına boşanmalarda delil olarak kullanılabilecek argümanlara örnek olarak şunları belirtebilirizGenel olarak boşanma davalarında birtakım delillere başvurulabilmektedir. Bunlar ise;Kredi kartı ekstreleri,Otel kayıtları,Doktor raporları,Hastane kayıtları,Mesaj içerikleri,Sosyal medya paylaşımları,Tanık İfadeleriFacebook, instagram, msn, Whatsapp mesajları, Skype, E-mail kayıtlarıTarafları eşler olan başkaca mahkeme dosyaları,İçeriği dava ile ilgili olmak kaydıyla her türlü fatura, makbuz, fotoğraf, video, mektup, günlük,Kolluk tarafından yapılacak tarafların ekonomik sosyal durum araştırmaları,Taraflara ait banka Banka haraketleri, kredi kartı kayıtları, telefon kayıtları, otoyol giriş-çıkış, pasaport giriş-çıkış kayıtları olarak kayıtları, Videolar, Facebook, İnstagram, Whatsapp mesajları delil sayılır mı?Bir davada iddialarını ispatlamak isteyen taraf, mahkemeye hukuka uygun deliller sunmalıdır; hukuka aykırı deliller sunması halinde hem mahkeme hükme esas almayacak hem de suç işlemiş olacaktır. Bu nedenle kişinin ses kayıtları, videolar, Facebook, Whatsapp, instagram mesajları kişinin rızası olmadan ele geçirilmiş ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlemiş Boşanmalarda Velayet Nasıl Alınır?Çekişmeli boşanmalarda bireylerin karar vermekte en çok zorlandıkları konu çocukların velayetleri olmaktadır. Hakimler çocuğun velayetinin kimde olması gerektiğine karar verirken çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak karar vermektedirler. Çocuğun maddi ve manevi olarak daha iyi bir yaşam süreceği yerde kalması, arkadaşlarından, okul çağında ise okul çevresinden ayrılmaması gibi konular araştırılır. Şayet çocuk kendini ifade edebilecek bir yaşta ise yani konuşup derdini anlatabiliyor ise hâkim çocuğunda fikrini alır. Bu etkenlerin hepsini inceleyen hâkim, takdir yetkisini kullanarak çocuğun velayetinin hangi eşe verileceğini kararlaştırır. Ayrıca eğitim, beden ve ruh sağlığı, barınma, güvenlik konuları da iyice araştırılır. Bu konuda tanıklar dinlenir, pedagog ve sosyal hizmetler görevlilerinden de rapor Boşanmalarda Nafaka Nasıl Alınır?Çekişmeli boşanma davası açıp evliliğin yasal olarak bitmesi halinde alınabilecek 3 tane nafaka çeşidi vardır. Bunların ilki tedbir nafakası 2. yoksulluk nafakası ve da iştirak nafakası çocuk bakım nafakası nafakası, dava açıldığı tarihte başlanmak üzere ihtiyacı olan eşe bağlanan tedbir mahiyetinde bir nafakadır. Tedbir nafakası bağlanırken hakim tarafların kusurlarını araştırmaz. Ancak davayı sonlandırırken kusur durumuna göre veya tarafların ekonomik durumuna göre nafakayı kaldırma, azaltma veya yükseltme ihtimali konusu tedbir nafakasının mahkemece devam edilmesine karar verilecek olur ise nafaka, boşanma kararının kesinleşmesi ile eş için yoksulluk nafakası adı altında, çocuk için iştirak nafakası adı altında devam Boşanma Davalarında Tazminat Nasıl Alınır?Çekişmeli boşanma davasında maddi tazminat istenirken karşı tarafın maddi gücü göz önünde bulundurarak talep edilmelidir. Hâkim de karşı tarafın ödeyebileceği kadar bir tazminata tazminat istenirken söylenilen rakam üzerinde bir tutara karar vermek zorunda değildir. Hâkim çekişmeli boşanma davalarında tazminata hükmederken, öncelikle tüm dosyayı inceleyecek, evlilik birliğinin bitmesinde kusurlu tarafı tespit edecek ve kusursuz olan eşe talebi var ise tazminat hükmedecektir. Diğer eşten daha fazla kusurlu olan eş boşanma davasında tazminat talebi verecek olur isek, eşini aldatan kadın durumda mahkeme kadının tazminat talebi var ise, tazminat talebini reddedebilecektir. Kusur her davada farklı olup, bu konularda sizi dinleyerek bir öngörü paylaşmak daha doğru ve sağlıklı olacaktır. Bu sebeple çekişmeli boşanma davası açmadan önce tarafımızla iletişime Boşanmalarda Mal Pal Paylaşımı Nasıl Yapılır?Mal paylaşımı davası, boşanma davaları kesinleştikten sonra 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Ancak eşlerin malları kaçırmasını önlemek amacıyla, boşanma davası devam ederken de mal paylaşımı ile ilgili bir dava paylaşımı davaları ile, eşin malvarlığına konulacak bir tedbir, malların satışını engelleyecek ve ileride davayı kazanmanız durumunda alacağınıza daha hızlı kavuşmanızı sağlayacaktır. Boşanma durumu kesinleşmeden ise mal paylaşımı yapılması söz konusu olamaz. Başka bir deyişle boşanma davası bitmeden ev, araba, banka hesabı, yazlık, kışlık ve arsa gibi gayrimenkul değerlerin tespiti yapılamayacağı gibi malların bölüşümü de yapılamaz. Mal paylaşımlarında daha çok, tarafın katkı alacağı bedel talep edilir ve alacaklı olduğu katkı payı bedeli istenebilir. Medeni Kanun gereğince göre kişisel mal sayılan ve edinilmiş malların tasfiye edilmesi söz konusu edilemez. Buna göre;* Taraflardan sadece birinin kullanımına yarayan eşya* Taraflardan birinin karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği mal varlığı* Manevi tazminat alacakları* Kişisel mallar yerine geçen değerlerÇiftler eğer boşanma kararı almışlar ise kendi aralarında mal paylaşımı konusunda uzlaşmaya varabilirler. Ancak boşanma davası sırasıyla birlikte mal paylaşımı davası beraber açılırsa boşanma davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini davasında davayı ilk açan daha mı avantajlıdır?Davada ilk açan olmak herhangi bir avantaj davasında ekonomik durum araştırması nedir?Boşanma davasında mahkeme tarafından sosyal ekonomik durum araştırması için ilgili emniyete müzekkere yazılmaktadır. Eşlerin bağlı olduğu emniyet birimi tarafından düzenlenen sosyo-ekonomik durum araştırması ile tarafların aylık gelirinin ne kadar olduğu, oturduğu evin kirada olup olmadığı, üzerine kayıtlı taşınmaz ya da araç olup olmadığı sorgulanarak rapor boşandıktan sonra hemen evlenebilir mi?Mahkeme tarafından boşanma kararının verilmesi ve kesinleşmesinden itibaren 300 gün dolmadan yeniden evlenemeyecektir. 300 gün içerisinde kadın doğum yapar ise 300 günlük bekleme süresi sona erecektir ve çocuğun babası boşanılan koca sayılacaktır. Bekleme süresi iddet müddeti kaldırılmasında bir diğer neden ise kadının bekleme süresinin kaldırılması davası açmadır. Kadın dava açarken hamile olmadığını kanıtlayan resmi sağlık raporu sunması halinde mahkeme tarafından iddet müddeti gören kadının hakları nelerdir?Öncelikle şiddet gören veya şiddet görme tehlikesi altında bulunan kadın, dava açarken eşine 6284 Sayılı Kanuna dayanarak uzaklaştırma kararı çıkarılması yönünde talepte gören kadınlar, doğrudan Cumhuriyet Savcılığı nezdinde de şikayetçi olabileceği gibi, İl ve İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlükleri, belediyelerin veya baroların Kadın Dayanışma Merkezleri, Mor Çatı gibi çeşitli kadın örgütlenmelerinden yardım isteyebilir veya Alo 183’ü raporu nasıl alınır?Darba uğrayan eş, herhangi bir karakola başvuruda bulunarak darp edildiğine dair şikâyette bulunabilir. Kişi, polisler aracılığıyla hastaneye sevk edilerek kişinin darp raporu alınması sağlanacaktır. Darp raporu alındıktan sonra karakol, savcılık veya aile mahkemesinden uzaklaştırma talebinde davasında kadının hakları nelerdir? Boşanma davasında kadının hakları maddi tazminat, manevi tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, çocuğun velayeti hakkı, evden uzaklaştırma ve koruma tedbiri alınması hakkı, evlilik sırasında edinilen malların paylaşımını isteme hakkı, ziynet alacağının iadesini isteme davasında erkeğin hakları nelerdir?Boşanma davasında erkeğin hakları maddi tazminat, manevi tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, çocuğun velayeti hakkı, evden uzaklaştırma ve koruma tedbiri alınması hakkı, evlilik sırasında edinilen malların paylaşımını isteme hakkı, ziynet alacağının iadesini isteme boşanma anlaşmalı boşanmaya döner mi?Her iki tarafın istemiyle dava görülürken anlaşmalı boşanma davasına davası devam ederken başka biriyle duygusal bağ kurulabilir mi?Tarafların boşanmasına dair mahkeme tarafından verilen karar kesinleşinceye kadar taraflar resmi olarak evlidir. Boşanma davası devam ederken birbirlerine olan sadakat yükümlülüğü de devam davası devam ederken eşler barışır ise ne olur?Mahkemeye davasından feragat ettiğini bildiren bir dilekçe sunmalıdır. Yalnız feragatte bulunan kimse, mahkemeye sunmuş olduğu boşanma sebepleriyle yeniden dava açamayacağını birisinin Türk vatandaşı olmaması Türkiye’de boşanmaya engel midir?Türk Milletlerarası Özel Hukuk Mevzuatının 14. maddesinde; eşlerin ayrı vatandaşlığı olması halinde müşterek mesken hukuku, bulunmadığı halde Türk hukuku uygulanacağı düzenlenmiştir. Türk vatandaş olan eş, yabancı uyruklu eşinden boşanmak için Türkiye’de boşanma davası açabilecektir, Türkiye’de boşanmaya engel bir durum davasında nafaka miktarı neye göre belirleniyor?Mahkeme nafaka miktarı belirlemeden önce tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasını gerçekleştirecek ve ekonomik durumu göz önünde bulundurarak karar verecektir. Her iki eşin geliri olup olmadığı, üzerlerine kayıtlı taşınmaz veya taşınırı olup olmadığı gibi hususlar gözetilerek karar verilecektir. Mahkeme, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunu aşan bir karar her yıl artar mı?Mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarında her yıl artış oranı da belirlenebilecektir. Yargıtay içtihatlarına göre nafaka artışı, Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’nun belirlediği Üretici Fiyat Endeksi ÜFE doğrultusunda belirlenecek ve her yıl belirlenen oranda artış ödenen iştirak nafakası kaç yaşına kadar devam eder?İştirak nafakası, süreli nafakadır. Çocuğun reşit olduğu yaşa kadar devam etmektedir, reşit olduğu vakit kendiliğinden dava açılmasına gerek olmadan sona erecektir. Çocuğun reşit olması sonrasında eğitimi devam ediyor ise dava açarak yardım nafakası talebinde davasında eşlerin kusuru neye göre değerlendirilir?Kusur, çekişmeli boşanma davalarında önemli bir husustur. Taraflardan biri veya her ikisi diğer eşin evliliğin bitiminde kusurlu olduğunu iddia ediyor ise iddiada bulunan eşler kanıtlamakla mükelleftir. Mahkeme tarafından evlilikten gelen yükümlülükleri yerine getirmeyen, eşine şiddet uygulayan, çocuklarına olan sorumluluklarını yerine getirmeyen eş kusurlu olarak velayeti kime verilir?Tarafların evliliği boyunca müşterek çocuğun velayeti her iki ebeveynde ortaktır. Ancak tarafların boşanma sürecine girmesi halinde velayet hakkı taraflardan birisine verilecektir. Mahkeme, velayet kararını verirken öncelik olarak çocuğun anne bakımına muhtaç yaşta olup olmadığını değerlendirecek, çocuğun bakımı ve gözetiminin hangi ebeveyn tarafından daha iyi üstleneceği gözetilerek velayete durumlarda velayet babaya verilir?Mahkeme tarafından çocuk adına verilen her karar çocuğun menfaati yönünde olacaktır. Mahkeme tarafından çocuğun yaşı anne bakımına muhtaç ise çocuğun velayeti anneye verilmektedir. Ancak anne çocuğun bakımını aksatıyor, ilgi göstermiyor ve sorumluluklarında ihmalkar davranıyor ise velayet babaya konutu şerhi nedir?Ailenin birlikte mesken olarak kurmuş olduğu konut, aile konutudur. Aile konutu şerhi konulması halinde, eşlerden biri diğer eşin rızası olmadan kira sözleşmesini feshedemeyecek, tapuda malik olsa dahi konut satışını gerçekleştiremeyecektir. Bu nedenle eş, tapu sicil müdürlüğüne başvuruda bulunarak aile konutu şerhi koydurma talebinde davası devam ederken evi terk eden eş konutu satışa çıkarabilir mi?Boşanma davası devam ederken diğer eşin rızası olmadan evin maliki olan eş aile konutu satışını kural olarak gerçekleştiremeyecektir. Ancak aile konutunun satılması halinde diğer eşin tapu iptaliyle dava açma hakkı davasında maddi ve manevi tazminat talep edilebilir mi?Tazminat, haksız yere yapılan fiil nedeniyle zarara uğrayan kimsenin uğradığı zararın para karşılığı ödenmesi talebidir. Evlilikte eşinin kusurlu davranışta bulunması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğrayan eş, zararının tazmini talebinde bulunabilir. Boşanma davası açan eş ayrıca aynı dava dilekçesinde tazminat talebini de tanıklar nasıl belirlenir?Tanık, mahkeme huzurunda davaya konu olan olaylarda görgü şahidi olarak beyanda bulunan kişidir. Boşanma davalarında tanık delili önemlidir, bu nedenle boşanmada eşler mahkeme huzurunda dinletmek istediği kişileri, davada ileri sürdükleri iddialara tanık olan kişilerden arasındaki problemlere bizzat şahit olan ve taraflardan birinin anlatımına dayalı bilgisi sahibi olmayan tanık beyanları delil teşkil edileceğinden kişi eşler tanık seçiminde dikkat mal paylaşımı nasıl gerçekleşir? tarihi sonrasında gerçekleştirilen evliliklerde, mal ayrılığı rejimi var iken mallar kimin üzerinde ise o eş üzerinde kalıyordu. Ancak tarihi sonrasındaki değişim ile edinilmiş mallara katılım rejimi düzenlemesi getirilmiştir, böylece her iki eş evlilik birliği içerisinde edinilen mallarda yarı yarıya hak takılan altınlar kadının hakkı mıdır?Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, düğünde takılan altınlar kadının hakkıdır. Düğünde altınlar, erkek eşe takılsa veya erkek eşin ailesi tarafından kadına takılsa dahi takılar kadının hakkıdır. Yalnız erkeğe özgü olan ve yalnızca erkeğin kullanabileceği takılar, kadına ait olmayacaktır. Bu duruma örnek olarak erkek saati boşanma davasında karar ne zaman kesinleşir? İstinaf yoluna başvurma süresinin dolması ya da tarafların istinaf haklarından feragat etmesiyle birlikte veya istinaftan kararın onanması ile birlikte boşanma kararı boşanmadan sonra kimliğimi ne zaman değiştirebilirim? Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte mahkeme bu kararı tarafların bağlı oldukları nüfus müdürlüğüne gönderir. Nüfus müdürlüğü bu kararı tarafların nüfus kayıtlarına işler. Bu işlemin ardından nüfus müdürlüğüne gidilerek kimliğinizi sonra nüfus cüzdanımın medeni hali’ bölümünde ne yazılır?Eskiden boşanma sonrası nüfus kâğıdında dul boşanmış gibi ibareler yer almaktaydı. Artık sadece bekâr ibaresi yazılmaktadır. Bununla birlikte nüfus kayıt örneği çıkarttığınızda, boşanma statünüz bu kayıtta bir açıklama olarak yer Verilen Boşanma Kararlarının Tanıma ve Tenfizi nasıl olur? Yabancı Mahkemelerce verilen kararlar Türkiye’de kendiliğinden geçerli olmaz. Yabancı bir mahkemeden alınan kararı Türkiye’de uygulanabilir hale getirmek için dava açılması gerekmektedir. Örneğin yurtdışında boşanmış olan bir çift bu kararın Türkiye’de tanıma tenfizini yaptırmadıysa Türkiye’de hala evli olarak görünecektir. Bu nedenle de bir dava açılmak suretiyle ilgili kararın Türkiye’de de uygulanabilir hale getirilmesi tanınması gerekmektedir. Tanıma ve tenfiz davaları Aile Mahkemelerinde açılacaktır. Bunun için yurtdışındaki mahkemenin vermiş olduğu kararın kesinleşmesi ve kesinleşen kararın apostil şerhli bir örneğinin Türkiye’deki Mahkemeye ibraz edilmesi gerekmektedir. Tanıma, yurtdışındaki mahkemenin vermiş olduğu kararın Türkiye’de uygulanabileceği ve hüküm doğurabileceğinin tespitidir. Tenfiz ise yurtdışındaki mahkemece verilen kararın icra edilebilirliğinin sağlanması anlamına yılında evlenen ve boşanan çiftlerin sayısı kaçtır? Evlenen çiftlerin sayısı 2019 yılında 541 bin 424 tür. Boşanan çiftlerin sayısı 2019 yılında 155 bin 47 BOŞANMA DAVASINDA AVUKAT GEREKLİ Mİ?Türk hukukunda çoğu konuda avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Madem ki evliliği bitirmeye karar verdiniz; bari çocuklar yıpranmasın. Hayatınızın dönüm noktası olacak bu süreçte boşanma davasında uzman olan bir avukattan profesyonel bir destek alın! Boşanma ciddi bir hukuki süreçtir. Uzman bir boşanma avukatı olmadan açılmış bir davada yapılacak en ufak bir hata kişiye telafisi imkansız hak kayıplarına yol açabilir. Bu hak kayıpları arasında en başta varsa çocuğun velayeti, mal paylaşımı, tazminat ve nafaka ödenip ödenmeyeceği gibi konular gelmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında tazminat alınamaması, varsa çocuğun velayetinin alınamaması, mal paylaşımında hak edilenden daha az miktarda pay alınması gibi birden fazla konuda hak kaybı yaşanabilir. İnternetten bulunabilecek olan boşanma dilekçesi gelişi güzel hazırlandığı için boşanma sürecinde taraflara yarardan çok zarar getirecektir. Delillerin hazırlanması ve mahkemede dava açılması, duruşma günü ve süreli işlerin takibi açısından boşanma avukatı ile çalışmak faydalı olacak ve süreci İstanbul/Beşiktaş/Levent-Etiler bölgesinde kalmakta olup, İstanbul adliyesi Çağlayan, İstanbul Anadolu adliyesi Kartal, Bakırköy, Küçükçekmece, Büyükçekmece Adliyelerinde boşanma avukatı arayan müvekkillerine avukat Enver Alper Mutluer 15 senelik tecrübesiyle, aile avukatı olarak, çekişmeli boşanma ve anlaşmalı boşanma avukatı olarak, nafaka, çocukların velayeti, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı gibi konularda avukatlık hizmeti Bilgi Almak İçin Bize 0532 263 41 65 olan telefon numaramızdan ulaşabilirsiniz. Çalışma saatlerimiz hafta içi 0900-1800 tutmak için param yok nereye başvurabilirim ?İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosu, hafta içi her gün hukuki yardıma ihtiyacı olup avukatlık hizmetinden yararlanmak için maddi olanağı bulunamayanlara, altı şubesi ve merkez bürosuyla hizmet sunmaktadır. Başvuru sırasında istenen belgeler; alınacak fakirlik belgesi, alınacak ikametgah belgesi, cüzdan fotokopisi, için gerekli belgelerin fotokopisiNOT Merkez ve şubelerimize yapılacak başvuruların randevu alınarak yapılması rica olunur.Merkez Büromuz Adres İstiklal cad. Orhan Adli Apaydın sok. No8 Kat2-3 Beyoğlu/İstanbulTel 0212 393 08 29 Faks 0212 245 83 67Bakırköy Şubemiz Adres Osmaniye M. Şirin Sk. No28/32 Bakırköy/İstanbulTel 0212 393 08 14 Faks 0212 570 90 14Gaziosmanpaşa Şubemiz Adres Merkez Mah. Eyüp Yolu Ecla Sok. No7 Gaziosmanpaşa/İstanbulTel 0212 393 08 20 Faks 0212 616 88 57Kartal Anadolu Yakası Şubemiz Adres Cevizli Mahallesi Ulubey Sok No 4 Nursanlar Kartal 1 Plaza Kartal/İstanbul Tel 0216 585 21 60 Faks 0216 939 20 09Büyükçekmece Şubemiz AdresEkinoba Mah. Necip Fazıl Kısakürek Sokak No29 D4 Büyükçekmece/İstanbulTel 0212 393 08 23 Faks0212 863 11 02Çağlayan Kadın Hakları Merkezi Şiddeti Önleme Bürosu Adli Yardıma bağlı AdresÇağlayan Adalet Sarayı Çağlayan/İstanbulTel 0212 393 07 84 Faks0212 240 04 12Ümraniye Anadolu Yakası Şubemiz AdresSaray Mah. Alemdağ Cad. 175/B Ümraniye/İstanbulTel0216 585 21 91 Faks0216 630 25
Sadakat yükümlüğüne aykırılık teşkil eden zina, kanunumuzda özel boşanma sebepleri arasında; mutlak bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Zina, eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken, karşı cinsten bir kişi ile isteyerek cinsi münasebette bulunması şeklinde tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle zina, evli bir erkeğin eşinden başka bir kadınla, evli bir kadının eşinden başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunması veya ilişkide bulunmaya teşebbüs etmesidir. Bir fiilin Türk Medeni Kanunu kapsamında zina olarak kabul edilebilmesi için; eşlerden birinin, karşı cinsten biriyle bilerek ve isteyerek cinsel ilişkiye girmesi gerekmektedir. Dolayısıyla karşı cinse sarılmak, el ele gezmek, karşı cins ile flört etmek ve mesajlaşmak, karşı cins ile cinsel ilişkide bulunmaksızın yakın temas içerisinde olmak gibi durumlar zina olarak kabul edilemez. Diğer bir deyişle, cinsel ilişki dışında hareket ve zina olgusunu gerçekleştirmeyen davranışlar, sadakatsiz davranışlar olup zina nedeniyle boşanma nedeni olamaz, bu gibi haller sadakatsizliğe ve çekilmezliğe dayalı boşanma nedeni olabilir. Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/11815 Esas, 2018/2268 Karar sayılı ilamında; “Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadının; kendisine ait çiftliğin bulunduğu köyde lüks arabalarla ve değişik erkeklerle birlikte görüldüğü, yılbaşından bir süre sonra anılan çiftlikte erkeklerin de bulunduğu ortamda içki masası kurup piknik yaptığı, davalı kadının davacı ile evli olduğu dönemde eşi dışında başka erkeklerle, alkollü eğlence mekânlarına gittiği, davacı kadının “güven sarsıcı davranışlarının” bulunduğu, yine davalı kadının kendisine ait çiftlikte davadan 2-3 ay kadar öncesinde siyah bir araç içerisinde arka koltukta üst tarafı çıplak bir erkekle birlikte olurken görüldüğü, kadının bu davranışının ise “sadakat yükümlülüğünü ihlal” niteliğinde olduğu, bu nedenlerle davalı kadının kusurlu olduğu mahkemece dinlenen tanıkların beyanlarından da anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davacı erkeğin boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır.” değerlendirmelerinde bulunulmuştur. Ancak, aynı yatakta beraberken çekilmiş fotoğraflar, mesajlar, zina ile itham edilen şahısların otelde beraber kaldıklarına delalet eden otel kayıtları, teşebbüs aşamasında yarı çıplak halde yakalanma, eş yurt dışında iken hamile kalma ya da eş %100 kısır olduğu halde hamile kalma zinanın oluştuğuna dair yeterli kabul edilmektedir. Zina fiili iki kişi arasında büyük bir gizlilikle oluşmaktadır. Bu sebeple ispat edilen çeşitli olaylar ve olgular bir zinanın bulunduğu konusunda hâkime kanaat verdiği takdirde hâkim zina suçüstü tespit edilmiş olmasa bile boşanmaya karar verir. Nitekim Yargıtay, başka bir erkeğin uzun süre eve alınmasını zinanın varlığı hakkında karine saymış ve boşanma kararı vermiştir. Bunun yanında telefonla görüşme, mesaj gönderme ve bu kişinin arabasına binmeyi zinaya delalet eden davranış olarak görmemiştir. Zan, tahmin ve varsayımlarla zinanın varlığı kabul edilemez. Zina olayının olmadığı, davacı ve yakınlarının uydurma ve tertibine dayalı bir iftiranın varlığı kanıtlandığında zina nedenine dayalı olarak açılan davanın reddi gerekir. Zina sebebi mutlaka kanıtlanmalıdır. Bu konudaki taraf ikrarı da hâkimi bağlamaz davanın reddi gerekir. Dava, sadece zina nedenine dayalı olarak açılmış ise, zina olayı kanıtlanmadığı takdirde TMK. nun 166/1 inci maddesine dayalı boşanma kararı verilemez, davanın reddi gerekir. Zina olgusu tanık dâhil her türlü delille kanıtlanabilir. Kocanın iş için uzun süre evden ayrılmasına, başka ilde veya ülkede çalışmasına rağmen kadının hamile olması, ilişkiyle ilgili fotoğraflar, ilişkiyi açıklayan ve doğrulayan mektuplar, ispat kolaylığı sağlayan delillerdir. Yine zina davalarında ispat yükü, TMK. nun 6 ncı maddesi gereğince davacıya aittir. Zina eylemi gerek erkek, gerekse kadın yönünden hem özel hem de genel boşanma nedeni oluşturur. Böyle bir durum karşısında diğer eş dilerse TMK. nun 161 inci maddesine dayalı dilerse sadece TMK. nun 166/I inci maddesine dayalı boşanma davası açabilir. Eşlerden birinin sadakatsizliği nedeniyle zinaya dayanılarak dava açılabileceği gibi bu eylemin doğurduğu çekilmezlik nedeniyle de boşanma istenebilir. Davacı bu iki haktan her birini ayrı dava konusu yapmak ya da birlikte aynı dava içinde iki nedene dayanmak yetkisine sahiptir. Belirtildiği gibi, davacı, davalı eşin zina ile ilgili davranışlarının evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini ileri sürerek TMK nun 166/1 inci maddesine dayalı yani genel boşanma sebebi ile de boşanma davası açabilir. Kadının otelde yer ayırtması, başka bir erkekle yemek yemesi zinanın varlığı için yeterli değilse de bu tür güven sarsıcı davranışlar TMK nun 166/1 inci maddesine dayalı genel boşanma nedeni olabilir. Yargıtay yine bir kararında ta. 5886-10621, Zina isteğine dayalı dava kanıtlanmamıştır. Reddi gerekirken geçimsizliğe ve çekilmezliğe dayalı dava bulunmadığı halde boşanma kararı verilmesi doğru değildir. Davacı münhasıran Türk Medeni Kanununun 161. Maddesinde ifadesini bulan zina hukuki sebebine dayanarak boşanma isteminde bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 163 ve 166. Maddelerine dayalı bir dava yoktur. Toplanan delillerden davacı, davalının ile zina yaptığını ispatlayamamıştır. Zina sebebi ile açılan boşanma davasının reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmamıştır’ değerlendirmesinde bulunmuştur. Diğer bir deyişle, Davacı TMK. nun 161 inci maddesine dayalı dava açmış, dava tercihini bu yönde kullanmıştır. Deliller buna göre değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmelidir. TMK. nun 166/I inci maddesine dayanılmadığından bu maddeye göre boşanma hükmü kurulamaz. Özetle, dava, sadece zina nedenine dayalı olarak açılmış ise, zina olayı kanıtlanmadığı takdirde TMK. nun 166/I inci maddesine dayalı boşanma kararı verilemez, davanın reddi gerekir. Buna karşın davacı, davalı eşin zina ile ilgili davranışlarının evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini ileri sürerek TMK nun 166/I inci maddesine dayalı yani genel boşanma sebebi ile de boşanma davası açabilir. Davalının zina yaptığını kabul etmesi, hâkimi bağlamaz. Yani açılan bir davada, diğer delillerle hâkim davalının zina yaptığına ikna olmazsa bu sebeple boşanmaya karar vermeyebilir. Davalının zina yaptığını kabul etmesi ile açılan boşanma davasını kabul etmesi birbirinden farklı durumlardır. Davalı zina ettiğini kabul etmeksizin açılan boşanma davasını kabul edebilir. Davalının boşanma davasını kabul etmesi halinde anlaşmalı boşanma davası hükümleri uygulanacaktır. Davacının da zina yapmış olması davalının zina fiiline dayanılarak boşanma kararı verilmesine engel olmaz. Zina sabit olursa hâkim boşanmaya karar verir, ayrıca zinanın evlilik birliğini sarsıp sarsmadığı, müşterek hayatı çekilmez kılıp kılmadığı araştırılmayacaktır. Yine bir fiilin Türk Medeni Kanunu kapsamında zina olarak kabul edilebilmesi için; zina yapan eşin, kusurlu olması gerekir. Kusur, zinanın subjektif unsurunu teşkil eder. Diğer bir deyişle zinanın boşanma nedeni olabilmesi için iradi olarak, bilerek isteyerek yapılması gerekmektedir. Kasıtlı olmayan, irade dışı durumların varlığı halinde, tecavüze uğraması, ilaç ya da uyuşturucu madde verilerek, şiddet ve korkutma ile bayıltılarak, cinsel ilişkide bulunan eş aleyhine yapılan eylemler iradi olmadığından, zina nedenine dayalı boşanma davası açılamaz. Ancak bu iradi olmayan olaylar da manevi cebir, korkutma, çok ciddi, önlenmez, kusura dayanmayan bir nitelik arz etmeli, maldan ziyade hayat, ruh ve beden tamlığına yönelik olmalıdır. Zinanın diğer koşulu aynı cinsten olmayan başka bir kişi ile cinsel ilişkide bulunmaktır. Erkeğin erkekle kadının kadınla cinsel ilişkide bulunması zina nedeni oluşturmaz. Yürürlükte olan Türk Medeni Kanununa göre zina, evlilik birliği içerisinde, eşlerden birinin, eşi dışındaki bir karşı cinsle cinsel ilişki yaşaması olarak kabul edilebilmesi için mutlaka karşı cinsle yaşanma şartı aranmaktadır. Kadın olan eşin bir başka kadınla ya da erkek olan eşin bir başka erkekle yaşadığı, yahut hayvanlarla girilen cinsel ilişki, hali hazırda yürürlükte bulunan Medeni Kanun uyarınca zina olarak kabul edilmemektedir. Ülkemizde henüz eşcinsel birliktelikler hakkında yasal düzenlemeler yapılmadığı için; bu tür birliktelikler zina kapsamında değerlendirilemez. Şöyle ki; lezbiyenlik ve homoseksüel ilişkiler nedeniyle, zina sebebiyle boşanma davası açılamaz. Bir hayvanla cinsel ilişki de zina değildir. Bu tür ilişkiler haysiyetsiz hayat sürme veya müşterek hayatı çekilmez hale getirecek derecede birliğin sarsılması ile ilgili boşanma nedenleri olabilir. Madde metninden de anlaşıldığı gibi zinanın boşanma nedeni olabilmesi için aranan bir diğer şart da zina eden kadın ve erkeğin evli olması ön koşul olup, aralarında bir evlilik ilişkisinin bulunması şarttır. Bu ilişkinin geçerli ve butlanla sakatlanmış bir evlilikten doğmuş olmasının hiçbir önemi yoktur. Bu konuda medeni kanunumuz kadın erkek ayrımı da gözetmemiştir. Evlenme merasiminin icrasıyla, nikâh akdinin yapılması ile evlilik birliği vücut bulur. Karı veya kocanın evlilikten önce yahut evliliğin ortadan kalkmasından sonra ayrı cinsten bir kişiyle cinsel ilişkide bulunmuş olması zina sayılmamaktadır. Bununla birlikte, evlilik birliği devam ettiği sürece ayrılık, gaiplik, boşanma davası açmış olma gibi durumlarda dahi eşlerin birbirine karşı olan sadakat yükümü devam ettiği için eşlerin başka kişilerle cinsel ilişkide bulunması zina fiilini oluşturur. Eşin sadece bir kez zinada bulunması diğer eşe zina nedeniyle boşanma davası açma hakkı verir. Yetkili evlendirme memuru huzurunda yapılan evlenme nüfusa tescil edilmemiş olsa bile, zina eyleminin varlığı boşanma nedeni olur. Belirtmek gerekir ki, zinanın tamamlanması gerekmez. Tam ve eksik kalkışma da boşanma nedenidir. Yargıtay uygulamalarında zina suçuna tam derecede ve eksik derecede kalkışma eylemleri kutsal aile bağlarına ihanet niteliğinde ve ahlak sınırları dışında hareketler olduğundan boşanma hukuku açısından zina için yeterli sayılmıştır. Zinanın her iki eş tarafından yapılması halinde de eşlerden biri zina nedeniyle boşanma davası açabilir. Zina nedeniyle boşanma dava hakkı iki halde ortadan kalkar. Bunlardan biri zina yapan eşin diğer eş tarafından affedilmesi, bir diğeri ise zina ile ilgili şikâyet süresinin geçirilmesidir. Eş zinayı öğrenmiş ve eşini affetmişse, dava açma hakkını kaybetmiş olur. Medeni Kanun161/3’e göre affeden tarafın dava hakkı yoktur.’ Af, zinanın işlenmesinden sonra diğer eşin, bu kabahati bağışladığını açıklamasıdır. Bu nedenle henüz fiili işlenmeden bu fiile razı olma ya da muvafakat etme, af kapsamına girmez. Zinaya önceden onay vermek af değildir. Zinaya önceden muvafakat edilmesi hukuken geçersizdir. Eşlerin karşılıklı zinası da hukuken korunamaz, dava halinde boşanmaya hükmolunması gerekir. Yargıtay önce eşinin başkası ile zinasına onay veren eşin bilahare boşanma davası açabilmesini kabul etmektedir. Bununla birlikte muvafakat, eşi zinaya teşvik etme şeklinde olmuşsa bu davranışa rağmen boşanma davası açılması hakkın kötüye kullanılması teşkil edebilir ve bu nedenle açılmış dava reddedilebilir. Yargıtay, eşlerin birbirinin zinasına razı olmalarını ahlaka aykırı bulmakta ve bunu af mahiyetinde görmemektedir. Af iradesinin açıklanması açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Ancak zımni iradeden bahsedilmek için eşin davranışlarında af iradesi tereddütsüz anlaşılmalıdır. Af mutlaka affeden eşin serbest iradesinin ürünü olmalı, diğer bir deyişle baskı, aldatma yahut korkutma sonucu elde edilmemiş olmalıdır. Bununla birlikte zinayı öğrenmesine karşın eşi ile müşterek hayata devam etmek mutlaka af anlamına gelmez. Nitekim Yargıtay bir kararında ta. 7976-10033; Zina ile ilgili af olgusu kanıtlanmadığından boşanma hükmü verilmelidir. Davalının isimli kişiyle cinsel ilişkiye girdiği beyanı ve toplanan delillerle kanıtlanmış, davacının davalıyı affettiği yolunda bir delil de getirilmemiştir. Türk Medeni Kanununun 161. Maddesi koşulları oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddi bozmayı gerektirmiştir.’ şeklinde değerlendirmede bulunmuştur. Yukarıda belirtildiği üzere, zina sebebiyle açılacak boşanma davası süreye bağlıdır. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ile herhalde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Burada gözden kaçırılmaması geren husus, her yeni zina olayından sonra altı aylık sürenin bilgi sahibi olma ile ilgili zina nedeniyle boşanma dava hakkı ve beş yıllık hak düşürücü sürelerin yeniden işlemeye başlayacağıdır. Altı aylık süre hak düşürücü süre olduğundan hâkim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulur. Onun için hâkim öncelikle davacının zinadan bilgi sahibi olduğu günü ve zina olayının hangi gün meydana geldiğini tanıklara sorarak altı aylık hak düşürücü sürenin geçip geçmediğini belirleyecektir. Tanık sözlerinden zinanın devam ettiğinin anlaşılması halinde hak düşürücü süre söz konusu olmayacaktır. Ancak devam eden zina eylemlerinde, sürekli zinanın sona erdiği tarihten itibaren altı aylık hak düşürücü süre geçirilmeden zina nedenine dayalı boşanma davası açılması gerektiği, aksi takdirde davanın hak düşürücü süre geçtiğinden reddedileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Terke dayalı boşanma davası ile zina nedenine dayalı boşanma davasının birlikte açılması olanaklı değildir. Çünkü davacı terk nedenine dayalı davadan önce ihtar göndererek eşini eve davet etmekle eşinin o ana kadar bütün kusurlu davranışlarını affettiğinden artık terk nedenine dayalı davada zina ve diğer boşanma nedenlerini ileri süremez. Tabi ihtardan sonra da diğer eş zina eylemini sürdürüyorsa, her eylem yeni boşanma nedeni olduğundan davacı 6 aylık hak düşürücü süre içinde zinaya dayalı yeni bir boşanma davası açabilir. Zina nedenine dayalı boşanma davasından feragat eden davacı, daha sonra aynı olaya dayalı TMK. md. 161/I inci maddesine dayalı boşanma davası açamaz. Ancak, zina nedenine dayalı boşanma davası reddedilmişse, sonradan TMK. md. 166/I’e dayalı boşanma davası açılmasına engel değildir. Buna karşın eş, yukarıda da belirtildiği gibi, zina nedenine dayalı boşanma davası açmış, çekilmezliğe dayanmamış ise çekilmezlik nedenine dayalı boşanma kararı verilemez. Özetle, hukukumuza göre eşler evlilik birliğinin devamı müddetince birliğin mutluluğunu elbirliği ile sağlamak, birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadır. Eşlerin evi terki, ayrı mesken edinme, gaiplik ayrılık kararı gibi hallerde eşler fiilen bir arada yaşamasalar dahi, evlilik birliği hukuken sona ermedikçe boşanma veya evlenmenin iptali davası kesinleşmedikçe sadakat görevini yerine getirmeli ve ihanetten, başkası ile cinsel ilişkiden kaçınmaları gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesi Hayata kast nedeniyle boşanma’ nedenini düzenlemiştir. Hayata kast nedeniyle açılan boşanma davası da özel boşanma nedenlerinden olup mahkemenin hayata kast olduğuna dair kanaatinin oluşması halinde boşanma talebi kabul edilecektir. Madde metni ise şu şekildedir Madde162- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’ Türk Medeni Kanunu’na buradan ulaşabilirsiniz. Uygulamada hayata kast nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası sayısı oldukça azdır. Nitekim hayata kast kavramının neleri kapsadığının birçok hususta değişkenlik göstermesi, genel boşanma nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının daha sağlıklı bir yol olması nedenleri bunda büyük etkendir. Peki hayata kasta örnek olabilecek hareketler nelerdir ve hangi haller hayata kast sayılmaktadır ? Hayata Kast Kavramı ve Örnekler Hayata kast ; eşlerden birinin diğer eşin hayatına kast etmesi yani öldürme amacı gütmesi ve buna yönelik harekette bulunmasıdır. Burada eşlerin fiili gerçekleştirmesi önem taşır. Hayata kast ; eşin öldürme amacı gütmesi ve bunu fiile dökmesi olmakla beraber bir eşin diğer eşi ölüme sürükleyici davranışlarda bulunması da hayata kast nedenini oluşturur. Nitekim eşi intihara yönlendirmek, ölen eşe seyirci kalmak, öldürme arzusuna ve buna bağlı fiile rağmen eşin ölmemesi veya fiilin teşebbüste kalması hususları da hayata kast nedeni oluşturur ve bu nedenlere bağlı olarak Hayata kast nedeniyle’ boşanma davası açılabilir. Yine bir eşin diğer eş üzerinden uyguladığı baskı vb. unsurlarla diğer eşin intihara sevk edilmesi de bu kapsama girecektir. Çünkü burada hayata kast somut olarak olmasa da psikolojik yönlendirme söz konusudur ve Yargıtay’ca bu durum hayata kast’ olarak kabul edilmiştir. Tehdit Etmek Hayata Kast Kapsamında Değerlendirilir Mi ? Hayata kast nedenine dayalı boşanma davası açmak için yukarıda saydığımız hususların varlığı yeterli olacaktır. Fakat tehdit, TMK kapsamında hayata kast sayılmayacaktır. Nitekim burada fiili olarak bir hayata kast olmadığı gibi, intihara yönlendirme gibi bir durum da yoktur. Tehdit hususundan genel boşanma nedenlerine dayanılarak açılan boşanma davasında faydalanılacaktır. Kadına Şiddet Kadına tokat/dayak atmak vb. Hayata Kast Kapsamında Değerlendirilir Mi ? Kadına yönelik şiddetin hayata kast kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği her olaya göre değerlendirilir. Nitekim burada esas unsur zor kullanan eşin saikidir. Eşini öldürme amacı bulunmayan diğer eşin hayata kastının olmadığı düşüncesi hakimdir. Hayata Kast Halinde Af – Affetme Hali Hayata kastın varlığı halinde hayatına kastedilen eş, eşini affedebilir. TMK 162. Maddede belirtildiği üzere affeden tarafın dava hakkı yoktur. Af iradesinin yapılmasında herhangi şekli bir zorunluluk olmadığı gibi af beyanının bizzat diğer eşe yapılmasına da gerek yoktur. Affeden eş, beyanını 3. Kişiye karşı da gerçekleştirebilir. *Hayata kast fiiline yönelik Türk Ceza Kanunu anlamında bir kovuşturma veya soruşturma var ise ve hayatına kastedilen eş bu dosyalarda şikayetinden vazgeçer ise bu vazgeçme af sayılmayacaktır. Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davasının Miras Hukukuna Etkisi Hayatına kast edilen eş, bu durumun kanıtlanması ile birlikte Miras Hukukuna göre diğer eşi mirasçılıktan çıkarma hakkına sahiptir. Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davasında Hak Düşürücü Süre/Zamanaşımı Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesi hayata kast nedeniyle açılacak boşanma davasında hak düşürücü süreleri göstermiştir. Buna göre; boşanma nedenini öğrenmeden itibaren 6 ay ve her halde hayata kast eyleminin üzerinden 5 yıl geçmesiyle kişinin dava açma hakkı sona erecektir. Boşanma hususunda detaylı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz Boşanma Davaları
affeden tarafın dava hakkı yoktur