⛅ Kıbrıs Barış Harekatı Gazileri Isimleri
Bir ülkenin deniz gücünü tanımlarken sanırım buna en iyi örnek 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’dır diyebilirim. Bu harekât Kore Savaşı’nı saymazsak Cumhuriyetin ilanından 51 yıl sonra, ülkemizin askeri gücünü denizaşırı bir toprak parçasına; Kıbrıs’a aktararak, Kıbrıslı Türkleri, Rum ve Yunan ikilisinin mezaliminden
Üzerinden geçen 48 yılın ardından Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs Türkleri için adada varoluş ve özgürlüğün günü olarak tarihe geçti. Harekâta katılan gazi Ahmet Aşır
Kıbrıs Barış Harekatı gazileri Yılmaz Bora ve Mesut Günsev, o günlerde yaşananlar ve tanık olduklarıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İzmir'in Bornova ilçesinde yaşayan Kıbrıs gazileri Kadir Odabaş ve İse Selen, gazilik madalyalarının kendilerine ulaşmasını bekliyor. Türkiye'nin 1974 yılında düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı'nda gazi olan Kadir Odabaş (67) ve İsa Selen (67), Kıbrıs'tan Türkiye'ye gönderilen gazilik madalyalarının
Böylece adada barış ve istikrar sağlanmıştır. Kıbrıs Türk’ünün, Kıbrıs’ın 1878 yılında İngilizlere bir oldu ile terk edilmesiyle başlayan esareti 20 Temmuz 1974 de Mehmetçik’in süngüsüyle sona ermiştir. Bugün Kıbrıs Türk’ü kendi vatanında ve kendi bayrağı altında ve bağımsız yaşamaktadır" dedi.
Kıbrıs Barış Harekatı Gazileri İlçemiz Kaymakamı Sayın Levent KÜÇÜK'e Hayırlı Olsun Ziyaretinde Bulundu.
Öte yandan, Malatya'da da 47 Kıbrıs gazisine madalya ve berat verildi. Malatya Valiliği tarafından, Valilik Toplantı Salonu'nda Kıbrıs gazileri onuruna "Kıbrıs Barış Harekatı Milli Mücadele Madalya ve Beratı Tevcih Töreni" düzenlendi. Vali Aydın Baruş, yaptığı konuşmada, gaziliğin önemine değindi. Güncelleme Tarihi
2019-07-26 17:51:43 -. Kıbrıs Barış Harekatı gazileri 45 yıl aradan sonra madalya ve beratlarını aldı. Samsun İlkadım Kaymakamlığı tarafından 19 Mayıs Lisesinde düzenlenen törende Kıbrıs Barış Harekatı’nda gazi olan İlkadım ilçesindeki 121 Kıbrıs gazisine 45 yıl aradan sonra madalya ve beratları teslim edildi.
Edirne’de Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yılı dolayısıyla düzenlenen törende gaziler yaşadıklarını anlattı. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının eşitliğine dayalı Kıbrıs Cumhuriyeti 1960 yılında kuruldu. Kıbrıslı Rum silahlı örgütü EOKA, 1963’ten 1974’e kadar
Etrafındakipetrol ve doğal gaz yatakları Kıbrıs adasının önemini daha da artırmıştır. Bu nedenle 1974 yılında icra edilen Kıbrıs Barış Harekatı, bölgede Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC’nin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Çağdaşlaşma olarak kabul ettiğimiz Batı değerleri ATATÜRK TÜRKİYE ’sinin
Kıbrıs gazisi Yusuf Güngör: "Savaş anında ambulansım kalbur gibi delik deşikti". "Biz iman gücüyle bu savaşı kazandık". ESKİŞEHİR - 20 Temmuz 1974 tarihinde başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nda bulunan Eskişehirli gaziler o günleri anlattı. Kıbrıs'taki Rumlar, Yunanistan'ın da desteğiyle, 1963-1974 yılları arasında
Kıbrıs Barış Harekatı’na katılarak, Kıbrıs Türkü’nün mücadelesini zaferle taçlandırmasına katkı koyan gaziler Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) İletişim Fakültesi’nin Kıbrıs Şehitleri Platformu işbirliğiyle düzenlenen etkinlikte o yıllarda yaşadıklarını aktardı. Etkinliğe, Başbakan Ersin Tatar, 3.
cebqQ. Kıbrıs Barış Harekatı gazisi 71 yaşındaki Abdullah Ünay, sadece Gaziler Günü'nde değil her zaman hatırlandıklarını, gazilere gösterilen ilgi ve minnetin kendilerini mutlu ettiğini ifade etti. İzmir'de yaşayan emekli astsubay Ünay, Bolu 2. Komando Tugayında görevli iken 1974'te Türk Silahlı Kuvvetlerinin TSK Rumların baskı ve zulmüne son vermek ve Ada'da barış ve huzuru tesis etmek amacıyla 20 Temmuz 1974'te düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı ile iç güvenlik harekatlarına katıldığı hatıraları AA muhabirine anlattı. Kıbrıs Barış Harekatı'nda zafer mutluluğunu yaşadıklarını, o günleri halen unutamadığını belirten Ünay, şöyle konuştu "Kıbrıs'ta birliğimizin görevi Türk kuvvetlerinin geleceği Girne Limanı'nı emniyet altında tutmaktı. Kıyı başını tutarak çıkarma gemilerinin, piyadelerin sağ salim yanaşması ve girmesini sağlayacaktık. Girne'ye doğru gelirken pusuya düştük, bölük komutanım şehit düştü. Harp okullarında verilen derslerde kıyı başı tutma olayında zayiatı yüzde 50 normal görürler. Neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. Bilmediğiniz yerden aniden ateş geliyor. Makineli tüfek mermileri zeytin ağacı yapraklarını makas gibi biçiyor, kar yağmış gibi üzerimize yaprak geliyor, düşen havanlar var, tam siper yapmak zorundasınız, yer geliyor, yüzünüze vuruyor. Yaralanmadık, Türk milletinin zaferine zafer, toprağına toprak katan, alnının akıyla mahallesine dönen bir gazi olduk. Allah bize bu onuru nasip etti, gazi olmak onur verici bir şey." Cudi ve Gabar dağlarındaki operasyonlarda da görev aldığını, o dönemde başlayan boğaz ağrısının kalıcı hale geldiğini anlatan Ünay, şöyle devam etti "Toplumun gazilere karşı çok ilgili ve hassas. Sadece Gaziler Günü'nde değil her zaman anılıyoruz. İdarecilerimiz olsun, halkımız olsun çok güzel karşılıyorlar. Gazi kıyafetimiz var, gazi olduğumuz belli oluyor, tramvaya binsem kıyafetimi görenler bize yer veriyor. Gazi olduğumuzu anladıkları zaman ilgi gösteriyorlar. 'Sizin için ne yapılsa azdır, sizin hakkınız ödenmez' diyorlar. Gazilere hizmet etmekten onur duyduklarını söylüyorlar." Aynı zamanda ortaokuldan bu yana atletizmle uğraşan ve çok sayıda madalyası bulunan Ünay, gaziler olarak her şeyi vatan ve millet için bir karşılık beklemeden yaptıklarını, bugün yine Türkiye Cumhuriyetine bir saldırı olsa herkesin yurdu korumak için koşacağını söyledi.
- 1231 Güncelleme - 1231 Türk Silahlı Kuvvetlerinin TSK Rumların baskı ve zulmüne son vermek ve Ada'da barış ve huzuru tesis etmek amacıyla 20 Temmuz 1974'te düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı'nın gazileri, harekatın Ada'ya barış ve huzur getirdiğini, Kıbrıslı Türklerin de can güvenliğini sağladığını anlattı. Kıbrıs Barış Harekatı gazileri Yılmaz Bora ve Mesut Günsev, o günlerde yaşananlar ve tanık olduklarıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde Mukavemet Teşkilatı TMT Mücahitler Derneği Başkanı ve Kıbrıs gazisi Yılmaz Bora, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin iki eşit halka dayalı olarak 16 Ağustos 1960'da kurulduğunu, o tarihte Türk alaylarının Ada'ya ayak bastığını ifade "Gerek biz gerekse ana vatanımız Türkiye, bu cumhuriyeti büyük bir heyecanla karşıladık ama ilk günden Makarios'un 'Kıbrıs Cumhuriyeti bizim için Enosis'e bir basamaktır.' dediği andan itibaren her şey altüst oldu." diye 21 Aralık 1963'te, 48 saatte Kıbrıs Türkü'nü yok etmeyi ve Kıbrıs'ın tümünü kontrol altına almayı planladıkları Akritas Planı'nı uygulamaya koyduklarını söyleyen Bora, bunun üzerine Kıbrıs Türk halkının 7'den 70'e direnmeye başladığının altını başlayan saldırıların Ada geneline yayıldığını ifade eden Bora, Kıbrıs Türk halkının katliamlara karşı TMT önderliğinde, bir bütün olarak direndiğini "Rumlar 11 yıl bize 'Bekledim de gelmedin.' şarkısını dinletti"Bora, şöyle devam etti"Kıbrıs Türk halkı, 11 yıl toplam 3 kilometrelik alana sıkıştırıldı. Ana vatan Türkiye’nin Kızılayın gönderdiği yardımlarla ayakta durmaya çalıştı. Kıbrıslı Türkler, 11 yılda hiçbir şart altında maneviyatını bozmadı, karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmadı ve direndi çünkü büyük Türk ulusunu daima yanı başında bildi. Rumlar 11 yıl bize 'Bekledim de gelmedin.' şarkısını hoparlörlerle cephelerde dinletti ve direnme gücünü yıkmaya çalıştı ama başaramadı."Türkiye'nin bu 11 yılda defalarca garantör ülkeler ve Birleşmiş Milletleri BM uyardığını ama hiçbir taraftan cevap gelmediğini belirten Bora, Rumların 15 Temmuz 1974'te ikinci bir soykırımı hedefleyen İfestos Planı'nı uygulamaya koyduğunu 15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki cuntanın Makarios'a darbe yaptığını ve Kıbrıs Helen Cumhuriyeti ilan etmesiyle garantör Türkiye'nin, Yunanistan ve İngiltere ile müzakerelere başladığını "Kıbrıs Türk halkının beklediği kuzeyden zafer güneşi doğmuş oldu"Müzakerelerden cevap gelmediğini kaydeden Bora, şunları anlattı"TSK 20 Temmuz sabahı Ada'ya çıktı ve çıktıktan sonra da garantör ülkelere anayasal düzenin yeniden tesisi için çağrı yaptı ancak karşılık bulmadı. Rumlar kaçmaya başladı, 21-22 Temmuz'da Beşparmak Dağları geçildi, Lefkoşa ile irtibat kuruldu. Daha sonra Lefke ve Mağusa’ya yöneldi. Kıbrıs Türk halkının beklediği kuzeyden zafer güneşi doğmuş oldu."Harekat sırasında Yeşilırmak'ta görevli olduğunu söyleyen, 15 Temmuz'da Rumların müdahalesinin ardından cephede görev aldıklarını barışı korumakla görevli olan BM Barış Gücü yetkililerinin 11 yıl boyunca Kıbrıslı Türkleri tehdit ettiğini ifade eden Bora, şöyle devam etti"Türkiye'nin 20 Temmuz 1974 müdahalesi Kıbrıs'ın tümüne barış ve huzur getirdi, Rumları da bir iç kavgadan kurtardı. 52 yıldır aranan ve bulunamayan Kıbrıs'ın gerçekleriyle bağdaşan çözümü de getirdi ve iki ayrı devletin oluşmasına zemin hazırladı. Harekat eğer yapılmasıydı Kıbrıs Türkü katledilecekti, tek bir Türk kalmayacaktı, aynı Girit misali. Bizim, ana vatanımızın desteğiyle KKTC’nin sonsuza kadar yaşayacağına inancımız tamdır. "- "Türk ordusu, çok zor bir harekatı başarıyla gerçekleştirmiştir"Gazi Emekli Amfibi Deniz Piyade Kıdemli Binbaşı Mesut Günsev, 20 Temmuz 1974'ün, asil Kıbrıs Türk halkının direnişinin, Türk ordusu tarafından mühürlenerek özgür toprakların ele geçirilmesinin başlangıç tarihi olduğunu "Türk ordusu, 20 Temmuz 1974 şafağında, dünya tarihinde çok nadir görülen atma, indirme ve çıkarma gibi 3'lü, koordinesi, emir ve komutası çok zor bir harekatı başarıyla gerçekleştirmiştir." Kıbrıs Barış Harekatı'nın bölümünün 3 günde tamamlandığını aktaran Günsev, çok dar bir alana, büyük miktarda asker, mühimmat ve ikmal malzemesi yığıldığını, Beşparmak Dağlarından da devamlı taciz atışı geldiği için bu alanın genişletilmesi gerektiğini sonra 2'nci Barış Harekatı'nın yapıldığını ve bugünkü sınırların çizildiğini kaydeden Günsev, o zaman deniz piyade üsteğmeni olduğunu dile "20 Temmuz sabahı hastaneden kaçtım"Günsev, "Kıbrıs'a ilk adım atan amfibi deniz piyade alayının bir mensubuydum. 20 Temmuz sabahı ilk adımı atmak bana nasip olmadı. Çünkü Mart 1974'te İtalya'da askeri hastanede yatıyordum. 20 Temmuz sabahı hastaneden kaçtım ve maceralarla 1'inci harekatın bitiminden sonra Ada'ya geldim. 2'nci harekata katılma onurunu elde ettim." yanında, "Harekatla Kuzey Kıbrıs halkı bir vatana sahip oldu. Bu asil halk direndi, ana vatana güvendi ve Mehmetçik ile mücahit omuz omuza çarpıştı." ifadesini kullanan Günsev, bugün özgür bayrakların aziz şehitler sayesinde dalgalandığını ve ömür boyu dalgalanacağını vurguladı.
BESTAMİ BODRUK - RAMAZAN KAYA - RECEP BİLEK- KKTC'nin 30. kuruluş yıl dönümünde, Barış Harekatı'na katılan Kıbrıs gazileri, o günleri gazi Mehmet Yerkazan 62, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok acı tatlı hatıra yaşadıkları Kıbrıs'tan zaferle döndükleri için mutlu olduğunu söyledi. Rumlar tarafından baskına uğrayan köylere girdiklerinde kendilerini sadece yaşlı kadın ve erkeklerin karşıladığını anlatan Yerkazan, gençlerin ya öldürülmüş ya da esir alınmış olduğunu dile köyündeki bir anısını anlatan Yerkazan, "3 arkadaşımla bir evin kapısını çaldık, kapıyı yaşlı bir çift açtı ve Türk askeri olduğumuzu görünce bize içeri buyur etti. Kimse olup olmadığı sorduk. Amca, sadece kendisinin ve yaşlı eşinin olduğunu söyledi. Sohbet ederken içeriden bir ses geldi. Amca, 8 yaşındaki kız torununu Rum askerlerinden korumak için küpün içine sakladıklarını söyledi. İsmi Ayşe olan kızı küpten çıkarttık. Kız ürkmüş ve titriyordu. Biz 'korkma, biz Türk askeriyiz' deyince bize anne ve babasını geri getirmemizi söyledi" diye sonra köyün camisine giderek ezan okuduklarını ve buraya Türk bayrağı astıklarını, oradan da Kırnı köyüne gittiklerini dile getiren Yerkazan, "Yamaca tüfeğimi monte ederken karşı taraftan ateş açıldı. Mermiler üzerimizden geçiyordu. Başçavuşumuz 'Mehmet yat, vurulacaksın' dedi. Ben de 'komutanım buraya yatmaya gelmedik, biz bunlara ateş etmezsek bizi ateş altına alacaklar' dedim. Tüfeği kurdum ve ateş etmeye başladık. Beş dakika sonra ateş kesildi. Vuruldular mı, bırakıp kaçtılar mı onu artık bilmiyorum" "Biz onlara toprak, bayrak, Cumhuriyet hediye ettik"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının düzenlediği "81 ilden 81 Kıbrıs gazisi" adlı organizasyon kapsamında 39 yıl sonra Kıbrıs'a gittiğini, çıkarma yaptıkları yerleri tekrar görme imkanı bulduğunu anlatan Yerkazan, "O günleri yeniden yaşadım. Yalnız, Kıbrıs'ı beklediğim gibi bulamadım. 1974 yılında Kıbrıs halkının bize gösterdiği sevginin milyonda biri kalmamış. Ona bir anlam veremedim. Biz onlara toprak, bayrak, Cumhuriyet hediye ettik" diye gazi arkadaşlarıyla gezerken, kimsenin yüzlerine bile bakmadığını belirten Yerkazan, "Bu, beni çok üzdü, kırıldım. En azından 'hoş geldiniz, siz buraya ilk ayak basan askerlersiniz' diyebilirlerdi" ifadesini günleri dün gibi hatırladığını dile getiren Yerkazan, "Allah korusun tekrar bir harp olursa önce kendim giderim, çocuklarımı da seve seve gönderirim çünkü ben oraya bir Kıbrıslı için gitmedim, vatanım için, ülkem adına gittim. Ülkemin emrindeyim, Türk ordusu, devletimiz bizi nereye gönderirse oraya gideriz. Türk bayrağını da nereye isterse oraya dikeriz" Harekat sırasında evine sığındığı aileyle görüşüyor Türkiye Muharip Gaziler Derneği Malatya Şubesi Başkanı ve Kıbrıs gazisi Bayram Akdemir 59 ise Kayseri Hava İndirme Tugayı'nda vatani görevini yaptığı sırada, Kıbrıs'taki gelişmeler üzerine alarma geçildiğini ve birliğinde içtimaya alındıklarını ifade ederek, "Bizler yeni askeriz. Paraşütle atlamamışız. Bizden öncekilerin 7-8 atlayışı var. Bölük komutanı, yeni gelenlerden 5 kişi alacaktı. Bize 'gönüllü çıkmak isteyen var mı?' dedi. Bizler, 1954'e 1'inci tertip olarak hepimiz 3 adım öne çıktık çünkü annemiz bizi böylesi bir gün için doğurmuştu" diye herkesin ileri çıktığını görünce "evlatlarım, ben sizler arasında ayrım yapamam" dediğini ve kendisinin de aralarında bulunduğu 5 kişiyi eğitim durumuna göre seçtiğini belirten Akdemir, paraşütle ilk atlayışında yaşadığı heyecanı komutanlarının "yüzde 30'unuz yere sağlam inin zafer bizimdir" diye seslendiğini belirterek, "Türk Devleti'nin ebedi varlığı için gideceğiz. Bu, bizim için milli bir gururdur" düşüncesiyle hareket ettiklerini ve sorunsuz bir atlayış gerçekleştirerek Kıbrıs'a indiklerini ilk gördüğü şeyin "önce vatan" yazısı olduğunu anlatan Akdemir, harekat sırasında bir köy evine sığındıklarını belirterek, "Fota köyünde Fatma Karaşahin isimli bir kadının evine sığındık. Kendisinin biri 3, biri 5 yaşında iki kız çocuğu vardı. 35 yıl sonra gittim, o kızları gördüm. Hala görüşüyoruz" diye Akdemir, o yıllara ilişkin olarak şunları söyledi"Kıbrıs'ı gönlümüzden atmamız, beynimizden silmemiz mümkün değil çünkü biz her şeyi orada gördük. Bilhassa eski ismi Fota olan köyde, Fatma ablamızın savaşın en kızgın anında bizlere bir bardak su vermesi bizleri ferahlattı. Bunları unutmamız mümkün değil. Cenab-ı Allah, Kıbrıs Türk halkına inşallah bir daha o acıları yaşatmaz ve Türk devletine de bir daha savaşı yaşatmaz."Kıbrıs'ta üzerlerine düşen görevi yerine getirdiklerini, bundan sonra görevin Kıbrıslı gençlerde olduğunu belirten Akdemir, "Eğer Cumhuriyet'in kurulmasında azıcık da olsa bizim bir faydamız olmuşsa, eğer bugün Kıbrıs Türk halkı bu Cumhuriyet şemsiyesi altında yaşıyorsa bizler gurur duyuyoruz çünkü ter döktük, kan verdik. Temennimiz unutulmamamız, bilhassa Kıbrıs Türk halkı tarafından unutulmamamız" tarihiyle ilgili 14 bin fotoğraf topladığını ve Kıbrıs'ta sergi açtığını dile getiren Akdemir, topladığı fotoğraflardan albüm hazırlayacağını sözlerine "Kıbrıs, bizim Kıbrısımız"Tokat'ın Niksar ilçesinde yaşayan Kıbrıs gazi Ramis Aydın 60 da omzuna isabet eden kurşunla yaralandığı o günleri unutamıyor. Piyade er rütbesiyle katıldığı Kıbrıs Barış Harekatı'nda yaralanan Aydın, sol kolunu kısmen ve 6 çocuk babası Aydın, harekat sırasında yaşadıklarını dün gibi hatırlıyor. Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1973 yılında askere gittiğini, Kırıkkale'deki usta birliğinden 1974'te Kıbrıs'a görevlendirildiğini zor koşullarda Beşparmak dağlarına tırmandıklarını anlatan Aydın, harekatın dördüncü gününde yaralandığını ifade ederek, şunları söyledi"Siper yaptığım taşa kurşunlar yağıyor, taş parçaları gözlerime ve yüzüme geliyordu. Tam tetiği çekerken sol kolum düştü. Yaralandığımı hissettim. Hemen hedef küçülttüm ama kolum gitti. Bu esnada akan kan göğsüme ve botlarıma kadar indi. İki metre yakınımda da o arada bir düşman askeri ölmüş. Ben de ölüyorum artık ama o düşman yüzüstü ölmüş. Onun ölümüne benzememek için miğferimi çıkardım, başımın altına koydum. Ona benzememek için sırtüstü yattım, ölmeyi bekliyorum. O arada bir başçavuş yanıma geldi. Durumumu sordu. Daha sonra beni tankla alıp, Rumlardan ele geçirilen revire götürdüler. Buradan Mersin'e, oradan da götürüldüğüm Ankara Gülhane'de tedavi altına alındım."Kıbrıs'ın daha iyi olacağını ümit eden Aydın, "Devletimiz güçlü, hükümetimiz güçlü. Kıbrıs, bizim Kıbrısımız. Biz orada kan akıttık. Dedelerimiz, atalarımız kan akıtmış. Kıbrıs'a sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Kıbrıs'a daha sonra gitme şansım olmadı. İnşallah gitmeyi düşünüyorum çünkü yaralandığım yeri illaki gidip görmem lazım. Hep gözümün önünde tütüyor, gitmemle bulmam bir olur" diye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği üyesi olan Aydın, KKTC'nin kuruluş yıl dönümünü kutladı. Bayram Akdemir Ramis Aydın Türkiye Kıbrıs Politika Güncel Haberler
Kıbrıs'ta Türklerin uğradığı baskı ve zulmü ortadan kaldırmak ve Ada'ya barışı getirmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri TSK tarafından 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın gazileri, harekatın Ada'ya ve Kıbrıs Türklerine huzur ve özgürlük getirdiğini söyledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti KKTC Şehit Aileleri ve Malül Gaziler Derneği üyeleri ile Kıbrıs gazileri Yaşar Gevrek, Ersoy Taluğ ile eşi Jale Taluğ, üzerinden 47 yıl geçen Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili AA muhabirine açıklamalarda
LEFKOŞA AA - MUHAMMET İKBAL ARSLAN - Türk Silahlı Kuvvetlerinin TSK Rumların baskı ve zulmüne son vermek ve Ada'da barış ve huzuru tesis etmek amacıyla 20 Temmuz 1974'te düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı'nın gazileri, harekatın Ada'ya barış ve huzur getirdiğini, Kıbrıslı Türklerin de can güvenliğini sağladığını Barış Harekatı gazileri Yılmaz Bora ve Mesut Günsev, o günlerde yaşananlar ve tanık olduklarıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde Mukavemet Teşkilatı TMT Mücahitler Derneği Başkanı ve Kıbrıs gazisi Yılmaz Bora, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin iki eşit halka dayalı olarak 16 Ağustos 1960'da kurulduğunu, o tarihte Türk alaylarının Ada'ya ayak bastığını ifade "Gerek biz gerekse ana vatanımız Türkiye, bu cumhuriyeti büyük bir heyecanla karşıladık ama ilk günden Makarios'un 'Kıbrıs Cumhuriyeti bizim için Enosis'e bir basamaktır.' dediği andan itibaren her şey altüst oldu." diye 21 Aralık 1963'te, 48 saatte Kıbrıs Türkü'nü yok etmeyi ve Kıbrıs'ın tümünü kontrol altına almayı planladıkları Akritas Planı'nı uygulamaya koyduklarını söyleyen Bora, bunun üzerine Kıbrıs Türk halkının 7'den 70'e direnmeye başladığının altını başlayan saldırıların Ada geneline yayıldığını ifade eden Bora, Kıbrıs Türk halkının katliamlara karşı TMT önderliğinde, bir bütün olarak direndiğini "Rumlar 11 yıl bize 'Bekledim de gelmedin.' şarkısını dinletti"Bora, şöyle devam etti"Kıbrıs Türk halkı, 11 yıl toplam 3 kilometrelik alana sıkıştırıldı. Ana vatan Türkiye’nin Kızılayın gönderdiği yardımlarla ayakta durmaya çalıştı. Kıbrıslı Türkler, 11 yılda hiçbir şart altında maneviyatını bozmadı, karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmadı ve direndi çünkü büyük Türk ulusunu daima yanı başında bildi. Rumlar 11 yıl bize 'Bekledim de gelmedin.' şarkısını hoparlörlerle cephelerde dinletti ve direnme gücünü yıkmaya çalıştı ama başaramadı."Türkiye'nin bu 11 yılda defalarca garantör ülkeler ve Birleşmiş Milletleri BM uyardığını ama hiçbir taraftan cevap gelmediğini belirten Bora, Rumların 15 Temmuz 1974'te ikinci bir soykırımı hedefleyen İfestos Planı'nı uygulamaya koyduğunu 15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki cuntanın Makarios'a darbe yaptığını ve Kıbrıs Helen Cumhuriyeti ilan etmesiyle garantör Türkiye'nin, Yunanistan ve İngiltere ile müzakerelere başladığını "Kıbrıs Türk halkının beklediği kuzeyden zafer güneşi doğmuş oldu"Müzakerelerden cevap gelmediğini kaydeden Bora, şunları anlattı"TSK 20 Temmuz sabahı Ada'ya çıktı ve çıktıktan sonra da garantör ülkelere anayasal düzenin yeniden tesisi için çağrı yaptı ancak karşılık bulmadı. Rumlar kaçmaya başladı, 21-22 Temmuz'da Beşparmak Dağları geçildi, Lefkoşa ile irtibat kuruldu. Daha sonra Lefke ve Mağusa’ya yöneldi. Kıbrıs Türk halkının beklediği kuzeyden zafer güneşi doğmuş oldu."Harekat sırasında Yeşilırmak'ta görevli olduğunu söyleyen, 15 Temmuz'da Rumların müdahalesinin ardından cephede görev aldıklarını barışı korumakla görevli olan BM Barış Gücü yetkililerinin 11 yıl boyunca Kıbrıslı Türkleri tehdit ettiğini ifade eden Bora, şöyle devam etti"Türkiye'nin 20 Temmuz 1974 müdahalesi Kıbrıs'ın tümüne barış ve huzur getirdi, Rumları da bir iç kavgadan kurtardı. 52 yıldır aranan ve bulunamayan Kıbrıs'ın gerçekleriyle bağdaşan çözümü de getirdi ve iki ayrı devletin oluşmasına zemin hazırladı. Harekat eğer yapılmasıydı Kıbrıs Türkü katledilecekti, tek bir Türk kalmayacaktı, aynı Girit misali. Bizim, ana vatanımızın desteğiyle KKTC’nin sonsuza kadar yaşayacağına inancımız tamdır. "- "Türk ordusu, çok zor bir harekatı başarıyla gerçekleştirmiştir"Gazi Emekli Amfibi Deniz Piyade Kıdemli Binbaşı Mesut Günsev, 20 Temmuz 1974'ün, asil Kıbrıs Türk halkının direnişinin, Türk ordusu tarafından mühürlenerek özgür toprakların ele geçirilmesinin başlangıç tarihi olduğunu "Türk ordusu, 20 Temmuz 1974 şafağında, dünya tarihinde çok nadir görülen atma, indirme ve çıkarma gibi 3'lü, koordinesi, emir ve komutası çok zor bir harekatı başarıyla gerçekleştirmiştir." Kıbrıs Barış Harekatı'nın bölümünün 3 günde tamamlandığını aktaran Günsev, çok dar bir alana, büyük miktarda asker, mühimmat ve ikmal malzemesi yığıldığını, Beşparmak Dağlarından da devamlı taciz atışı geldiği için bu alanın genişletilmesi gerektiğini sonra 2'nci Barış Harekatı'nın yapıldığını ve bugünkü sınırların çizildiğini kaydeden Günsev, o zaman deniz piyade üsteğmeni olduğunu dile "20 Temmuz sabahı hastaneden kaçtım"Günsev, "Kıbrıs'a ilk adım atan amfibi deniz piyade alayının bir mensubuydum. 20 Temmuz sabahı ilk adımı atmak bana nasip olmadı. Çünkü Mart 1974'te İtalya'da askeri hastanede yatıyordum. 20 Temmuz sabahı hastaneden kaçtım ve maceralarla 1'inci harekatın bitiminden sonra Ada'ya geldim. 2'nci harekata katılma onurunu elde ettim." yanında, "Harekatla Kuzey Kıbrıs halkı bir vatana sahip oldu. Bu asil halk direndi, ana vatana güvendi ve Mehmetçik ile mücahit omuz omuza çarpıştı." ifadesini kullanan Günsev, bugün özgür bayrakların aziz şehitler sayesinde dalgalandığını ve ömür boyu dalgalanacağını AA
kıbrıs barış harekatı gazileri isimleri